Yalnızca “hayır” dememek

A -
A +

İnsanların birbirlerinden istekleri hiç bitmez. İsteklerde sınır yoktur. Çoğu istekler de insanlığın doğasında olduğu gibi kişinin kendi amacına yöneliktir. Kendi menfaati olduğu için yapılan istek ve beklentiler olur. Burada insanların bu isteklerine genelde bizler “ayıp olur” diyerek, “kırılmasın” diyerek, “küsmesin” diyerek ilişkilerimizi devam ettirmek adına katlanmak mecburiyetinde kalırız. O an bizim toplantımız mı varmış, görüşmemiz mi varmış, yetiştirmemiz gereken bir iş mi varmış karşıdaki bunu bilmez ve sormaz. Siz ise hem o kimseyi kırmayıp hem de işinizden toplantınızdan görüşmenizden geri kalmamak için bir yöntem bulmalısınız. Buna halk arasında “Ne kediyi küstür ne ciğeri kestir” derler. Hem kediyi küstürmeyip hem ciğeri kestirmemek için birkaç iletişim ve nezaket yöntemi vardır.

 

Bunlardan bir tanesi “hayır” kelimesinden hemen sonra söylenecek “teşekkür ederim” ifadesidir. “Hayır” kelimesi tek başına ne kadar sert ne kadar kırıcı ne kadar ötekileştiricidir farkında mısınız? Size bir istekle bir taleple gelen kimseye yalnızca “hayır!” dediğiniz zaman o kişiyi kırabilirsiniz. Kendisine cephe aldığınızı ilan etmiş sayılabilirsiniz.

 

Oysa “hayır” kelimesiyle birlikte “teşekkür ederim” dediğinizde karşınızdakinin şahsına değer verdiğinizi belirterek, söylediği konuya evet diyemeyeceğinizi ifade etmiş olursunuz. Böylece o kimse “hayır” sözünün kendisine değil “önerisine” karşı kullanıldığının farkında olur ve size kırılmaz. Hatta bu teklifi sebebiyle kendisine teşekkür ettiğiniz için de mutlu olur. Çünkü teşekkür kelimesi karşıdakine duyulan saygıyı ifade eder, minnet duygusunu ifade eder. Bu güzel minnet duygusu sebebiyle size karşı darılma kırılma yaşanmaz. Kibarca nazikçe size yapılan öneriyi reddetmiş olursunuz.

 

     Uğur Türkmen

 

 

ŞİİR

 

          Hayatımda...

 

 

Konuşulanlara göre hareket etseydim

 

Kendi evimin dahi yolunu bulamazdım,

 

Mücadeleden vazgeçip de çekip gitseydim

 

Şu anki bulunduğum noktada olamazdım.

 

 

 

Söylenilen her şeyi şu kafama taksaydım,

 

Fırsatçılara bir umut ışığı yaksaydım

 

Geriye doğru dönüp de arkama baksaydım

 

Uzunca bir müddet ol diyarda kalamazdım.

 

 

 

Bazı şeyleri zamanında bitirmeseydim,

 

Ankaralardan diplomayı getirmeseydim

 

Müzakere edip masaya yatırmasaydım

 

Şu ana kadar istediğimi alamazdım.

 

 

 

Malayani işlerle vaktimi doldursaydım,

 

İpe sapa gelmez olanlara aldırsaydım,

 

Dolduruşa gelip de onlara saldırsaydım,

 

Seçici davranıp yanlışları elemezdim.

 

 

 

Bardağı doldurup üzerinden taşırsaydım

 

Mukallit gibi bazı şeyleri aşırsaydım

 

İnsanlara bakıp da yolumu şaşırsaydım

 

Hakikati hayatımda hâkim kılamazdım

 

 

 

Nefsine yenik düşüp harama el sürseydim,

 

Ol gururumu ayaklar altına serseydim,

 

Üçe aldığımı otuz katına verseydim,

 

Son nefesimde huzur içinde ölemezdim.

 

 

 

          Harun Karagülmez-Tekirdağ

 

 

ESKİMEZ KELİMELER

 

 

MUHASARA: Kale, şehir, kasaba vb. bir yerin yahut bir birliğin etrafını askerle çevirip giriş çıkış ve ikmal yollarını kesme, kuşatma.

 

FECAAT: Çok acıklı, yürek parçalayıcı durum

 

TAHAMMÜL: 1. Zor şeylere dayanma gücü, ses çıkarmadan katlanma. 2. Taşıma, yüklenme.

 

İHLAL: Bozma, sakatlama, halel getirme.

 

MARUZ: 1. Arz edilmiş, sunulmuş olan. 2. Bir şeyin karşısında veya etkisinde bulunan. 3. Yüksek bir makama sunulan dilekçe, yazı vb.

 

TASALLUT: Rahat vermeyecek, bıktıracak, sıkıntı verecek şekilde üstüne düşme, sataşma, musallat olma.

 

MUSALLAT: Bir kimsenin sıkıntı verecek, bıktıracak şekilde üzerine düşen.

 

MÜSEBBİP: 1. Sebep olan, yol açan kimse. 2. Varlığa sebep olan, onu yaratan Allah.

 

TOPYEKÛN: Toptan olarak, eksiksiz, hepsi birden. [https://lugatim.com]

 

 

 

Yetenekli Kalemler'de önceki yazılar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.