Hemen herkes hayatın hengamesinde kendine bakmaya fırsat bulamaz ama göz açıp kapanıncaya kadar geçip giden yılları anlamaya başladığında bu duygusunu ilk kendinden saklamaya çalışır sanki... Cahit Sıtkı’nın Otuz Beş Yaş şiirinde söylediği gibi aynalara sitem eder ilkin... “Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?”
İnsanın iç dünyası yaşlılığı ve ölümü kendisine yakıştırmaz. Bunun zararı da yoktur. Yeter ki dünyanın fâni olduğunu unutturup gaflete sebep olmasın.
15 yaşlarımdayken 40 yaşındakileri yaşlı görürdüm. Geçen 64 yaşını devirmiş bir arkadaşımla sohbet ederken yaşlanıyoruz, zaman hayhuyla hızla geçti, dedim. Amma yaptın. Biz daha orta yaş sayılırız. İnsan ortalama ömrü seksenleri buldu, dedi o aziz dost.
İnsan yaşama arzusu ile dolu. Bilim insanları insan metabolizmasının 150 sene kadar yaşayabilecek şekilde yaratıldığını söylüyorlar. Canım insanoğlu hem “kahpe felek" diye dünyaya ilenir. Hem de bilinçli veya bilinçaltında "ölümsüzlüğü" arar...
Var sayalım ki bize uzun bir ömür bahşedildi. Sağlıklı, sıhhatli bir yaşlılık çok mümkün değil. Haydi onu da mümkün kılmanın yolunu bulduk. Peki uzun bir ömür insanı mutlu eder mi? Şöyle düşünün. Dünyaya gelişine şahit olduğunuz, canımızdan can olan biricik evlatlarınızı büyük acılarla toprağa verdiniz. En iyi dostlarınız, akrabalarınız bu âlemi birer birer terk ettiler. Bu durumda yaşamaktan ne kadar haz alınabilir ki?
En iyisi Hazreti Yunus'a kulak vermek sanırım. Ne diyordu: "Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın." Ebedî varlığa inanmak ölüm değil şekil değiştirmektir. Bu sırra erenler ölümü öldürmüşlerdir! Fâni ömrün hesabını yapmazlar.
Lakin biz yine de tüm ihvan-ı yârene ve tüm insanlara sağlıklı, huzurlu uzun ömürler dileyelim.
Şaban Özüdoğru
Yetim
Yetimin daima boynu büküktür
Oturduğu evin sıvası yoktur.
Sıcakta kavrulup çeşmeye gitse
Suyunu koyacak kovası yoktur.
Ana yok baba yok kanadı kırık
Urbası eskimiş dudağı yarık
Her iki bayramda yüreği buruk
Kalacak sıcacık yuvası yoktur.
Yıllarca kesilmez gözünde yaşı
Kurumuş ekmektir önünde aşı
Yastık edinmiştir yerdeki taşı
Teneffüs edecek havası yoktur.
Yüzlerce ıstırap üstüne sinmiş
O küçük kalbine gariplik inmiş
Hayatın zorluğu sırtına binmiş
Onun bu derdinin devası yoktur.
Kadir Fidan der ki gülmeyi bilmez
Gözünün yaşını silmeyi bilmez
Huzurla uykuya dalmayı bilmez
Dünyası dik yokuş ovası yoktur.
Kadir Fidan-Dağların Şairi
İshale iyi gelen yiyecekler:
● Yoğurt; probiyotik etkilidir.
● Pirinç; su tutucudur ve içeriğindeki glisin sayesinde sodyum kaybını önler.
● Çay, kahve, kakao; su tutucudur ancak fazla tüketimi bağırsak hareketlerini artırır.
● Patates; nişasta içeriği sayesinde su tutucu özellik gösterir.
● Elma; pektin içerir, su tutucudur.
● Muz; çözünür posa içerdiği için su tutucu özellik gösterir.
● Şeftali, nar, koruk suyu, havuç, makarna da önerilir.
● Bulantı varlığında tuzlu kraker gibi besinler bulantıyı azaltmada etkilidir.
[https://www.turkiyehastanesi.com]