2019 yerel seçimlerinde çok dil döktük…
“Bunlar HDP’ye kadro açacaklar, anlaştılar. Teröristleri, militanları ve ‘mezhepçi’ yandaşlarını belediyeye dolduracaklar” dedik.
Dinletemedik…
Vaatlerde öyle uçtular ki, geldiklerinin ertesi günü her yer sihirli değnek dokunmuş gibi bambaşka hâle dönüşecekti…
Sonucu gördük.
Mevcut CHP belediyelerinde bir tane büyük proje söyleyin, ne yapmışlar dört senede?
Bakın bahar geldi; bu zaman İstanbul’un her yeri, yolları, parkları rengârenk lalelerle bezenirdi.
Şimdi kaç yerde görebiliyorsunuz?
Onu bırakın güzelim dikey bahçeleri parçalayıp söküp attılar, “betona bakmak neyinize yetmiyor” diye!
En son geçenlerde güzelim metrobüslerin vinçlerle parçalanışını izledik içimiz yanarak.
Gık çıktı mı? Yok tabii ki... Onu AK Partili birisi yapsaydı da görseydiniz, ses nasıl yükselirdi?
***
Mühim olan bunlardan ders çıkarmak.
Sökülen dikey bahçeler yeniden dikilir yerine, otobüsler de alınır...
Lakin bu defa parçalanacak hedef belli; vatan.
Allah korusun, bunun fırsatını ele geçirirlerse telafisi olmayacak.
Kaç kere yazdık, 7’li masa ta 2018’de hazırladığı anayasa
taslağına almış bunu…
Gizli ortak HDP hariç, hepsi de altını imzalamış.
“Yerel yönetimlere özerklik” sözünü yerine getireceğini açıkça ilan eden Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP’ye, dolayısıyla Kandil’e verdiği sözlerde şunlar da var;
> Yurt içinde ve yurt dışında terör operasyonlarını durdurmak,
> Irak ve Suriye’de güvenli alan oluşturmak için girdiğimiz yerlerden çekilmek,
> Kandil’e çalışan belediye başkanlarının yerine kayyum atanmasına son vermek, kayyum atanan HDP’li başkanları göreve iade etmek.
***
İşte bu vaatler sebebiyle Kandil hop oturup hop kalkıyor, Kılıçdaroğlu’na destek, 7’li masaya taktik açıklamaları birbiri ardına geliyor.
Umut ve heyecanlı bekleyiş sadece Kandil’de değil elbet.
Türkiye’ye bela örgütlerin sahipleri de pek bir umutlu, pek bir mutlular adaylarından.
Neyse ki adayları, HDP kadar açık söylemese de, kendini açık etmeyi beceriyor!
Son katıldığı TV programında “Üç ay içinde vize sorununu bitireceğiz. Türkiye’de her vatandaş artık Avrupa Birliği’ne vizesiz girecek” demiş.
Böyle afili laflar etmek güzel (!)
Peki neyin karşılığında?
***
Yahu AB’ye üyeliği, Avrupa’ya vizesiz seyahati Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti istemedi mi sanki?
Çok uğraştı, çok da şey yaptı hatta.
Peki süreç nerede tıkandı?
PKK’ya ve FETÖ’ye dokunulduğunda.
Sonra Türkiye, bir ara göç meselesini vizesiz seyahati başlatmak için koz olarak kullanmıştı malum…
Buna karşın Avrupa Birliği, 2016’daki anlaşmada, vize serbestisi için neleri şart koşmuştu?
> Terörle mücadeleye son verilmesi,
> Türkiye’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni tanıması.
Türkiye bu iki şartı yerine getirmediği, hatta aksini yaptığı için açılmadı o yol…
Ülkemi parçalatarak, millî davamı ve menfaatlerimi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni satarak Avrupa’ya vizesiz gireceğime, hiç girmem daha iyi dedi, doğru da yaptı.
Ama belli ki Kemal Kılıçdaroğlu bu sözleri çoktan vermiş, kabul ettiği bu zelil şartları değil, karşılığında alacağı vizeyi övünerek anlatıyor bize yayında (!)
Bakın, sözü söz! Bay Kemal sözü! Bir yetki verin, bakın tek tek nasıl yapıyor hepsini.