Düşünün ki, Batı’da bir aday çıkacak ve DEAŞ’a, PKK’ya kendi toprakları üzerinde “özerk bölge” vadedecek.
Bu mümkün mü?
Üstelik bu örgütleri kendileri kurduğu ve himaye ettiği hâlde!
Bizde seçim yaklaşırken hemen her gün terör örgütleri Kemal Kılıçdaroğlu’na ve Millet İttifakı’na desteğini açıklayıp, oy istiyor.
İttifak’tan kimse bu örgüt elebaşlarına aksi yönde tek kelime cevap vermiyor, hatta partilerin üst yöneticilerinden aynı yönde açıklamalar geliyor.
Son örnek CHP’li Sezgin Tanrıkulu.
Her daim Kandil’in arkasında duran, buna rağmen CHP’de asla dokunulmayan Diyarbakır Milletvekili Tanrıkulu, HDP’nin ilan ettiği 11 maddelik “tutum belgesi” ile 30 Ocak’ta açıklanan ittifak masası ortak bildirisinin bire bir örtüştüğünü söylemiş.
Örtüştüğünü söylediği maddeler arasında terörle mücadelenin sona ermesi, özerklik, terör örgütüne destek verdikleri için HDP’li belediyelere atanan kayyumlara son verilmesi, ana dilde eğitim gibi maddeler yer alıyor.
Nitekim bunun teyidini CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayları Kemal Kılıçdaroğlu ile CHP Grup Başkan Vekili Özgür Özel de yaptı.
Hem Kılıçdaroğlu, hem Özel, iktidara geldiklerinde terörle mücadele yasasının yumuşatılacağını söyledi.
Özerklik vaadini zaten defaatle dile getirmişlerdi.
***
Buna mukabil, terör örgütü elebaşlarının Kılıçdaroğlu’na destek beyanatları da birbirini izliyor.
Kandil’deki büyük başlardan Duran Kalkan, Kılıçdaroğlu’na destek istediği videosunda, “MİT bizi bitirecek. AK Parti’yi yıkın, bizi kurtarın” diyor.
PKK’nın Suriye’deki kolunun siyasi sözcülerinden Salih Müslim de “SİHA’lar sürekli tepemizde dolaşıyor. Erdoğan’dan kurtulursak iyi günler bizi bekliyor. Erdoğan giderse özgür olacağız” açıklamasıyla Kılıçdaroğlu’na destek istiyor.
Söyledikleri doğru, çünkü Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse Suriye’den çekileceğimizin, dolayısıyla o bölgeyi tamamen terör örgütüne bırakacağımızın garantisini verdi.
Yani, ABD, AB ve İsrail’e açık açık “Orada devletinizi rahat rahat kurun” demeye getirdi.
Bunları topluma açık açık izah etmeyip, sadece karşılığında kendisine vadedilen 300 milyar doları reklama taşıdı.
Tıpkı “Avrupa’ya vizeyi kaldıracağım” vaadinde olduğu gibi.
Neyin karşılığında?
Oraya gelince doğrudan izahat yok.
Böyle satır aralarından çıkıyor ne demek istedikleri.
***
Ha! Bu arada Batı basınında “Erdoğan kaybederse CHP her istenileni yapacak” analizleri de devam ediyor.
Sonuncusu Alman Frankfurter Rundschau gazetesinde yayımlanmış.
Kaynak olarak da Kılıçdaroğlu’nun dış politika danışmanı Ünal Çeviköz’ün, daha önce bizim de bu köşede sıkça yer verdiğimiz beyanatları gösterilmiş.
Bunların yanında, Erdoğan’a ve Erdoğan seçmenlerine yönelik tehditler de sürüyor.
Pek çok CHP’li gibi, bu defa Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyaset sahnesine taşıdığı TİP’li Sera Kadıgil Sütlü de “Sünni” vurgusuyla içindeki kin ve nefreti kusup “hesaplaşacağız” demiş.
Aynı tipler TRT Yargı kanalı kurup, AK Partilileri 27 Mayıs darbesinde olduğu gibi yargılamaktan bahsediyor.
Sadede gelelim.
***
Bunca şey ortadayken, bir de Erdoğan nefretiyle zombiye dönüştürdükleri kitleyi aldatmak için ekranlardan “Kemal Bey teröre prim vermez kardeşim” diyenler var!
Kandil, Pensilvanya ve bu örgütlerin sahipleri, hatta kendi partisinden isimler öyle demiyor oysa!
Ülkedeki bilumum terör örgütleri ve destekçileri Kemal Kılıçdaroğlu ile iktidara gelme hayali ile tutuşurken…
Bizim bugün “Acaba hangi aday kazanır?”ı tartışmamız, bu ülkeye utanç olarak yetmez mi?
**************
Jireskop
Jireskop, Türkçe adıyla düzdöner nedir, bilir misiniz?
Uzun uzun teknik detaylarını anlatmaya gerek yok; yön bulmaya, daha doğrusu yönü kaybetmemeye yarar.
Bağlı bulunduğu araç neye maruz kalırsa kalsın, o sabit kalır ve doğru yönden asla sapmaz.
Bu da gemi ve uçak gibi pek çok aracın doğru rotada bulunmasına ve menziline selametle ulaşmasını sağlar.
Şu an Türkiye de çok doğru bir rotada ve menziline ilerliyor.
Yapılanlar meydanda, varılacak yer ortada.
Toplum olarak jireskopumuz akl-ı selim olmalı.
Aklımızla dalga geçenlere verilecek en iyi cevapla…
***
Hatasız kul da olmaz, yönetici de, yönetim de.
Tayfanın, hatta kaptanın bazı hataları canınızı sıksa bile, önemli olan gemiyi doğru rotada götürüp götürmediği.
Türkiye’nin dış politika, enerji, savunma, sağlık gibi pek çok konuda geldiği nokta belli.
Türkiye Yüzyılı ile ortaya konan vizyon da ne kadar doğru yolda ilerlediğimizin tescili.
İşte Türk Devletler Teşkilatı.
Belki bir asırdır hayalini kurduğumuz birlik ve beraberlik yakalandı, kardeş ülkelerle kenetlenme yoluna girdik.
Öbür taraftan Akdeniz’de çok doğru bir yolda ilerliyoruz.
KKTC ve Libya, eli yüreğinde, 14 Mayıs’ı bekliyor.
Öbür tarafta Türk devletleri… Hatta Bosna, Afrika ve daha birçok mazlum coğrafya.
Enerji ve teknoloji, bir ülkenin zenginliğinde en önemli başlıklar, -ki biz bu yolda inanılmaz noktaya geldik, çok daha ilerisini göreceğiz.
Güçlenen savunmamızla dünya devlerine meydan okuyor, Rusya gibi stratejik iş birlikleriyle tarih sahnesine yeniden güçlü bir dönüş yapıyoruz.
Güçlü ve müreffeh bir ülke olmak istiyorsak, yüzüp yüzüp kuyruğuna getirdiğimiz bu mücadeleyi asla bırakmamalıyız.
Tarih yeniden bizi çağırıyor, yeter ki sudan bahanelerle doğru yönden sapmayalım.
****************
Ülkücüleri Oğan’a yönlendirme taktiği
Bazı illerden kulağıma gelen bir duyum bu.
Cumhur İttifakı’na kan kaybettirmek için kripto FETÖ’cülerin taktiği de olabilir bu.
İyi Parti’den uzak duran ülkücüleri cumhurbaşkanlığı seçiminde Sinan Oğan’a yönlendirmek için gizli gizli çalışanlar varmış.
Doğruluk derecesi nedir bilmiyorum ama ben MHP Genel Merkezini uyarmış olayım ki buna tedbir alınsın.
Oğan seçilemeyeceğine göre, bunun neticesinin kime yarayacağı belli.