PKK ve FETÖ destekçiliği yüzde 45 oyu nasıl aldı?

Sesli Dinle
A -
A +

Jandarma Uzman Çavuş Bayram Doğan.

 

Henüz 26 yaşındaydı…

 

Evlilik hayalleri kuruyordu.

 

Pırıl pırıl, tertemiz yüzlü bir gençti.

 

Şırnak Bestler Dereler bölgesinde PKK’lı teröristlerin kahpe saldırısında şehit düştü.

 

Cenazesi dün, benim de memleketim olan Tokat’ın Turhal ilçesinde gözyaşlarıyla defnedildi...

 

     ***

 

Jandarma Uzman Çavuş Serkan Ölmez.

 

Mersin Tarsusluydu.

 

İki evladı vardı.

 

Taha Kağan… 13 yaşında.

 

Kardeşi Ömer… Henüz 8’inde.

 

O saldırıda babaları Serkan da şehit oldu.

 

Ocağına ateş düştü.

 

Şehidimizin cenazesinde, evlatlarının gözyaşı aktı.

 

     ***

 

Uzman Çavuş Özcan İlhan.

 

Aydın’ın Efe delikanlısıydı.

 

Bir sene önce evlendiğinde ne de mutluydu.

 

O da aynı kalleş saldırıda şehit düştü.

 

Geriye, mutlu evliliğinden hüzne boğan kareler kaldı.

 

     ***

 

Uzman Çavuş Gafffar Mayik.

 

Çatışmada o da ağır yaralanmıştı.

 

Adıyamanlıydı ama, ailesi Şanlıurfa’da yaşıyordu.

 

Oğullarının yaralı olduğu haberini alan aile, acı haberi Şırnak’taki hastaneye giderken aldı.

 

Çocuklarının al bayrağa sarılı tabutuyla dönen aile, düşünün nasıl bir acı yaşadı!

 

     ***

 

Bir korucumuzla birlikte, beş şehidimizin acısı, annelerin, eşlerin, evlatların feryatları yüreklerimizi dağladı.

 

Şimdi, trajik soru şu?

 

Kaç kişinin gerçekten yüreği yandı, toplumun yüzde kaçı bu kahpeliği umursamadı?

 

Üzücü ama, çok çok acı bir soru bu…

 

Böyle meseleler siyasete alet edilmez, lakin ne hazindir ki siyaset bunu kendisine alet ettiği için sormak zorundayım.

 

Bu terör meselesini yekvücut olarak, asla taviz vermeden, verenlere göz açtırmadan, ne yapıp edip, kökünden kazımalıyız çünkü.

 

     ***

 

Şundan bir hafta öncesine gidelim…

 

Türkiye çok önemli bir seçimin arifesindeyken, Kandil’deki terör baronları apaçık, göstere göstere, hiç sakınmadan bir adaya desteklerini açıklıyor, ne yazık ki bu desteği alan aday da, kurduğu ittifak da bu desteği ‘sessiz teşekkür’ ile geçiştiriyordu.

 

Gizli pazarlıklar yapıldığı örgütün siyasi kolu tarafından alenen itiraf ediliyor, operasyonların duracağı, örgütün siyasi yüzlerinin serbest bırakılacağı, yerel özerklik şartı taleplerinin karşılanacağı kameralar önünde kararlılıkla vurgulanıyordu…

 

Yalan mı?

 

Hepsi video kayıtlarıyla gün gün ortada.

 

Hafta sonu sandıklar kuruldu, millet büyük çoğunlukla buna cevabını verdi.

 

Lakin acı olan şu ki, yüzde 45’lik bir kesim de bu çağrıları hiç umursamadan, işaret edilen adaya mührü bastı!

 

40 yıldır nice Bayram’ımızı, Serkan’ımızı, Özcan’ımızı, Gaffar’ımızı, Cevher’imizi şehit eden iğrenç bir örgütün apaçık desteği, onların umurunda olmadı!

 

Sadece bu örgüt de değil…

 

Devletimize gizli gizli sızmış CIA aparatı örgüt de yeni kaset operasyonları çekerek, aynı adayın arkasında durdu; bu da ayan beyan herkes tarafından görüldü.

 

Buna rağmen, o aday Türkiye’de yüzde 45 oy alabildi!

 

Yüzde 45 oy…

 

Bu tablo sizi ürkütmüyor mu?

 

     ***

 

Seçim gecesi yenildiklerini görünce üzülen yüzde 45’lik kesimin tepkilerine baktım, hayrete düştüm.

 

Yok efendim ekonomi kötüymüş de, depremde olanları görmüş de, buna rağmen halk neden Cumhurbaşkanımızın ve Cumhur İttifakı'nın yanında durmuş da!..

 

Almışlar ellerine kâğıtları-kalemleri, yok şuradan niye bu kadar oy gelmiş, buradan niye bu olmuş…

 

Bütün mesele terör örgütlerinin çanına ot tıkayan Erdoğan’ı devirip deviremedikleriymiş, onun ötesinde hiçbir tasaları yokmuş!

 

Yani ne PKK elebaşlarının mesajları, ne FETÖ’nün yeni kasetlerle tekrar başımıza musallat olma sevdası onlar için hiçbir anlam ifade etmiyormuş.

 

Gördüğümüz ürkütücü manzara aynen buydu.

 

     ***

 

Yüzde 45’lik dilimde yüzde 10 HDP/PKK desteğini anlayabiliyoruz…

 

Haydi bir o kadar da FETÖ destekçisi var sayalım…

 

Geriye kalan yüzde 25 neyin nesidir, bunu çözmek zor.

 

Belli ki, kırk senedir Çorum’a, Yozgat’a, Kahramanmaraş’a, Tokat’a, Adıyaman’a, Malatya’ya, Osmaniye’ye, Elâzığ’a, Amasya’ya…

 

Hemen her şehrimize düşen on binlerce ateş, belli ki bunların içine düşmemiş; varabildiğimiz netice budur.

 

Yüzde 45’in düştüğü tuzağa düşmeyen milleti Boğaz'daki yalısından aşağılayan tweetler atan ultra zengin güruhun, sosyete maymunlarının zaten böyle bir derdi yok, bunu biliyoruz…

 

Çünkü oralardan şehit cenazesinin kalktığını görmedik henüz!

 

Peki ya diğerleri!...

 

Demek ki onlar da sadece Antalya’da denize girmeyi, Bodrum’da güneşlenmeyi, Beyoğlu’nda kafa çekmeyi dert edinmiş, ötesinde hiçbir tasaları yokmuş.

 

Şikâyet ettikleri ekonomiyi de, depreme müdahaleyi de tartışırız ama, bunlar ‘ciddi tehditler’ söz konusu olmayınca konuşulacak mevzular.

 

Nitekim, deprem yalanlarının cevabını depremzede verdi işte, ona da çıldırıyor, hatta depremzede vatandaşlarımıza etmedikleri hakareti bırakmıyorlar…

 

Öyle öfkeliler ki, depremzede vatandaşlarımızı CHP’li belediyelerin konaklama tesislerinden bile kovuyorlar.

 

İkinci tur seçim olmasa, bakın daha neler yaparlardı.

 

Bu tavır, elbette insanlıklarının seviyesini, menfaatperestliklerini de ortaya koyuyor.

 

     ***

 

“Depremzedeye bunu yapandan teröre hassasiyet mi bekliyorsun?” diyecek olursanız, kusura bakmayın ama az-buz değil, yüzde 45’ten bahsediyoruz.

 

Depremzedeye hakareti yapan tabii ki bunların tamamı değil, yalnız “teröre karşı duruşa” gelince, durum farklı.

 

Bu insanların hepsi sandığa giderken Kandil’in desteğini de, oraya verilen vaatleri de biliyordu.

 

Aynı şekilde FETÖ’ye verilen vaatlerin ne olduğunu, kendi oylarıyla FETÖ’cü hainlerin yeniden devlet kadrolarına doldurulacağının bal gibi farkındaydı.

 

Buna rağmen, bile-isteye gidip, bu yönde oyunu kullandı.

 

Korkunç olan işte tam da bu.

 

     ***

 

Seçim öncesi çok yazdık, kafaları almıyorsa bir daha anlatalım.

 

PKK, “Niye iktidara oy verdi?” dediğiniz o insanların çocuklarını katlediyor, o insanların canını yakıyor.

 

Siz umursamayabilirsiniz fakat, onlar umursuyor.

 

Terörün ne olduğunu, neyi amaçladığını, kime hizmet ettiğini de gayet iyi biliyor.

 

Siz Boğaz'da kafa çekerken bunu dert edinmiyor olabilirsiniz ama, o insanlar teröre asla müsamaha göstermeyecek, sırf seçim kazanmak için teröre ‘güç’ vadedenlere de asla göz yummayacak.

 

Bunu 10 yıl önce bir defa denedi, o da teröristleri silah bırakma şartıyla masaya oturtmaktı, olmadı.

 

Zaten o günden sonra da gereği yapıldı, örgüt tükenme noktasına geldi.

 

Kandil’deki terör baronlarının “Bitiyoruz, sandıkta birleşip bizi kurtarın” feryatları da bunun teyidi oldu.

 

Nitekim birleştiniz de…

 

Seçim sonucunda bu da açıkça ortada.

 

Peki, canı yananların buna göz yumacağını, patatesi-soğanı gündem yaparak bunu kamufle edebileceğinizi mi zannediyordunuz ki, şimdi hiç utanmadan bir de bu insanları suçluyorsunuz?

 

Bu size ders olsun...

 

Ettiğiniz hakaretleri de alıp defolun.

 

Bu ülkenin sessiz çoğunluğu, artık ne eli kanlı teröristlere ve destekçilerine geçit verir ne de çocuklarını elinden çalan, yahut sınav sorularını çalarak çocuklarının devlet kadrolarına girmesine mâni olan, kalleş örgüte itaat etmeyenlere binbir ayak oyunuyla zulmeden FETÖ’ye…

 

Bu millet, ülkeyi PKK’ya teslim ettirmeyecek.

 

FETÖ’cülere ve arkasındaki ağababalarına siyasi darbe yaptırmayacak.

 

Fransız-İngiliz gazetelerine “Son Osmanlı Durduruldu” manşetleri attırmayacak.

 

O kapı bir daha asla aralanmayacak, bu böyle biline.

 

Batı uşaklığıyla “Diktatör, diktatör” diye bağırıyordunuz, buyurun işte sonuç!..

 

Siz hiç ikinci tura kalan diktatör gördünüz mü?

 

Canı yanan o insanlara hakaret edeceğinize, oturup şapkayı önünüze koyun ve “Biz ne yaptık?” diye kendinizi sorgulayın.

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.