Yapay olan, bir gün yıkılır.
Hakikate yaslanmayan, bir gün yok olur.
Tarihin en güçlü Türk imparatorluğu Osmanlı, öncesinde Selçuklu ve daha evvelinde onlarca Türk devleti tecrübemiz var.
Geçtiğimiz yüz yılın başında dışarıdan ve içeriden saldırılarla Osmanlı parçalanırken, milletimizin yaşadığı büyük trajedi ve bunun yol açtığı derin travma, toplum hafızamızdan hiç silinmedi.
Zaten ne zaman unutacak olsak, CHP’nin siyasi ayağını oluşturduğu
vesayetçi yapı hatırlatmakta geç kalmadı.
***
250 bin şehit verdiğimiz Çanakkale Destanı’nın üzerinden iki yıl geçmeden nasıl olmuş da İstanbul bile işgal edilmiş, Sultan Vahdettin Han birilerinin dediği gibi İngiliz’in adamıysa niye tahtta kalması sağlanmamış da sürgüne gönderilmiş, gizli sömürgeci vesayetçiler hiç konuşturmaz mesela.
Sultan Abdülhamid Han’ı devirip, 8 yıl içinde koca imparatorluğu nasıl parçaladıklarını gizlemeye çalıştıkları gibi…
Tek parti döneminde topraklarımız kimlere peşkeş çekilmiş, o dönem birileri nasıl ultra zengin olmuş ve kuşaktan kuşağa bugün bile ülkemizin ekonomisini yöneten aileler oluşmuş, burayı da hiç kurcalatmazlar.
Toplumun bütün millî ve manevi değerleriyle taban tabana zıt sivil toplum kuruluşları, partiler, üniversiteler, hatta futbol kulübü yönetimleri oluşması ve bu tablonun hiç değişmemesi tesadüf olabilir mi?
Mason teşkilatlarının, yabancı okulların, terör örgütlerine kadro yetiştiren akademik kuruluşların faaliyetleri hiç sorgulanmazken, bütün okların on yıllarca milliyetçi, muhafazakâr kesimin üzerine yağdırılıyor olması ve AK Parti hükûmetine kadar bu saldırılara kimsenin karşı duramaması, durmaya çalışanın da sahneden indiriliyor olması normal midir?
Şu gün olmuş; hâlâ “CHP niye iktidar olamıyor?” sorusuna cevap arıyorlar.
Hem de kendilerince her kesimden müttefik buldukları hâlde!
Cevap basit oysa; sokma akılla ülkemize monte edilen vesayetçi yapının siyasetteki ayağı olduğu için, kurduğu ‘tek parti rejiminden’ bu yana CHP iktidar yüzü göremiyor.
Darbeler, muhtıralar, terör; Meclis’e, yargıya, üniversitelere ve sokağa müdahalelerin hiç eksik olmamasına borçluyuz bunu biraz da…
Onlar kendilerini unutturmuyor, millet de onları!
Son örneği; 2023 seçimleri...
Batı’nın ‘sömürge valisi’ pozisyonlarını, Batı’nın maşası örgütlerle yakınlıklarını, ABD, İngiltere, Almanya’dan icazet alma alışkanlıklarını seçim kampanyası boyunca bir güzel önümüze serdiler yine…
Sağ olsun, milletimiz de her zaman olduğu gibi gereğini yaptı.
Bunun nesini anlamıyorsunuz?
“Ülkemizi az parçaladınız! Alın biraz daha parçalayın” mı deseydi millet size?
***
Ülkesi için canını ortaya koyan Anadolu insanı, kendisi için siyaset yapan ile başkaları için yapanı gayet güzel ayırır.
Bir asır sonra bile Abdülhamid Han’a dil uzatıp, “istibdat”, “hürriyet” diye böğürenlerin iktidarı ele geçirdiklerinde ne yapacaklarını iyi bilir.
Kandırdıkları bir kesim bunu göz ardı etse de, kahir ekseriyet ‘sokma akılla’ siyaset yapanları görür.
AK Parti’den, MHP’den uzaklaştırılan, siyasi hırsla vesayetçi CHP’nin yanında yer almayı içine sindirenlere rağmen, sonuç ortada işte.
Şimdi birbirlerine düşmüş vaziyetteler, “Biz bunları niye içimize aldık?” diye.
Sanki temel problemleri buymuş gibi!
Hem koltuk için Erdoğan’ı satan, sana ne yapmaz, bunu düşünemedin mi?
Kavganın kızıştığı CHP içinde birileri, kendine göre hezimeti analiz eden raporlar sızdırmış.
Seçmenin çoğunluğunu nasıl kandıramadıklarını anlatıyorlar özetle!
Mesela; HDP ile seçim iş birliği ‘demokrasi/özgürlük’ kılıfıyla gizlenebilirmiş ama anlatılamamış(!)
Muharrem İnce’ye FETÖ kaset kumpasında CHP kendini niye ayrıştıramamış!
Desteklerken iyiydi, şimdi mi gözünüz açıldı?
Madem FETÖ ile ayrışmak istiyordunuz, KHK’lılar üzerinden
verdiğiniz sözler neyin nesiydi?
Seçim analizlerinde bile samimiyetsizliği ortaya koyan zırvalıklar...
İşlerine geleni yazıp, işlerine gelmeyeni pas geçiyorlar.
Yıllarca milletin zihnini bulandırmaya çalışıp, seçim döneminde ağızlarına almadıkları parlamenter sisteme dönüş saçmalığından tek kelime etmemeleri gibi!
Laf salatasını bir kenara bırakıp, biri de demiyor ki; "Bizim önce Batı’ya maşalıktan kurtulup, sadece milletten güç alarak…
‘Kandırmaya’ dayalı siyasetten vazgeçip, gerçekten toplumun değerleriyle barışarak siyaset yapmamız lazım.”
Niye demiyorlar?
Çünkü o zaman CHP misyonu diye bir şey kalmıyor ortada…
Hoş, emir-komuta zincirinin dışına çıkmaya çalışanın başına neler geleceği de Deniz Baykal örneğiyle ortada.
O zaman kusura bakmayın birader; sokma akılla bu kadar oluyor.
Bütün tarihi gerçekleri yazın sayın yazar.,bu kaymak tabakanın ne olduğunu yazın ki,vatanımız üzerinde gözü olanlar kendilerine destek bulamasin