Yüzyılın zaferi

A -
A +
Terör örgütü PKK elebaşları, “Son umudumuz Kılıçdaroğlu” diyordu.
 
Firari FETÖ’cüler, “Biletlerimizi aldık, geliyoruz” mesajları paylaşıyordu.
 
DHKP/C gibi sol örgütler, tam siper Kılıçdaroğlu’nu destekliyordu.
 
Gezi’ci bilumum güruh, “Bu sefer indireceğiz” umuduyla yine yalan, küfür ne varsa boca ediyordu.
     ***
Bunlar maşaydı elbet…
 
Asıl kurguyu ağababaları yapıyordu.
 
Okyanus ötesinden “dostlarımızla kazanacağız” açıklamaları yapılıyordu.
 
Tetikçileri, ekonomimizi vurmak için kesintisiz operasyon gerçekleştiriyordu.
 
Suriye harekâtları, aralıksız terör operasyonları, pandemi, savaş, deprem felaketlerinde gösterilen başarıyı gölgelemek, savunma ve enerji gibi birçok alanda kaydedilen atılımı karalamak için her gün bir başka algı operasyonu yürütülüyordu.
 
İngiliz, Fransız, Alman, ABD’li, bütün Batı medyası içimizdeki sömürgeci uzantılarıyla aynı dili kullanarak iktidarı devirmeyi amaçlıyordu.
 
Abdülhamid Han’a, Menderes’e, Özal’a yaptıkları gibi, Erdoğan’a karşı da büyük bir kin ve nefretle saldırıyorlardı.
Jön Türk masaları yaklaşık bir asır sonra yeniden kurulmuş, maşalar “istibdat, hürriyet” diye bağırıyordu.
 
Dış politikamızı 180 derece tersine döndürmekten, NATO’ya kul köle olmaktan bahsediliyor; Batı adına Rusya’ya cephe açma vaatleri veriliyordu.
 
Ak ile kara, verilen mesajlarla, yapılan pazarlıklarla gün gibi ortadaydı.
 
Muhalif adayla Amerika’da, Londra’da gizemli toplantılar yapılıyor, uçuk vaatlerle karanlık yüzler perdelenmeye çalışılıyor, terör baronlarından gelen övgülere çıt çıkmıyor, milletimizin patates-soğan karşılığında ülkemizi bölme planlarına onay vereceği zannediliyordu.
 
Dün son defa hepsinin cevabını aldılar…
 
Şükürler olsun.
     ***
11 ilimizi yıkan deprem felaketi sebebiyle çok sıkıntılı bir dönemde gidilen 2023 seçimlerinin ilk turunda zaten Meclis’in çoğunluğunu AK Parti ve Cumhur İttifakı kazanmıştı.
 
Çok az farklı ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçiminde de ipi, beklendiği şekilde yüzde 52 ile yine Cumhurbaşkanı Erdoğan göğüsledi.
 
Bu, 2002’den bu yana ülkemize çok büyük hizmetler yapan Cumhurbaşkanımızın, Anayasa gereği girdiği son seçimdi.
Erdoğan, 28 Şubat’ın karanlık günleri ve ülkemizi derinden sarsan 2001 ekonomik krizinden aldığı Türkiye’yi, 21 yılda bambaşka bir yere getirdi.
 
Şimdi Türkiye Yüzyılı vizyonuyla devasa projelerini hayata geçirmek için milletimizden 5 yıl daha yetki aldı.
 
Bir sonraki seçime gittiğimizde inşallah 5. nesil millî muharip uçağımız Kaan gökyüzünde uçuyor olacak.
 
İnsansız jetimiz Kızılelma, Anka-3, uzun menzilli füzelerimiz, Altay tankımız, SİHA gemisi TCG Anadolu’dan daha büyük gemimiz ordumuzun hizmetinde olacak.
 
Türkiye, teknolojide yakaladığı muazzam sıçrayışı uzaya da taşıyacak, kimsenin yan bakmaya cesaret dahi edemeyeceği bir ülke konumuna yükselecek.
 
Batı’nın, Türkiye’yi bölme, sınırımızda terör örgütüne devlet kurdurma hayalleri en az beş yıl daha suya düştü, -ki Türkiye bu süreçte daha da güçlenecek, hevesleri hepten kursaklarında kalacak inşallah.
 
Bugün sadece Türkiye’de değil, Kafkaslar’da, Balkanlar’da, Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da, Orta Doğu’da kalbi bizimle çarpan, bizimle sevinen 1,5 milyar Müslüman var.
 
Onların dualarıyla, Batılıların “2023’te, dünyadaki en önemli seçim” dediği badireyi atlattık, Türkiye Yüzyılı’na yelken açtık.
 
Artık dünya buna göre şekillenecek.
 
Sadece Türkiye değil, Türk devletleri ile birlikte, kardeşlik bağlarımız da güçlenecek.
     ***
Milletimiz vazifesini yaptı, yeni yüzyıla mührünü vurdu.
 
Şimdi sıra yetki sahiplerinde.
 
Elbette önümüz dikensiz gül bahçesi değil…
 
Dünya yangın yeri...
 
Dev ekonomiler çöküşte.
 
Batı güç kaybederken, Doğu yeniden yükselişte.
 
Ancak bu bizim için büyük bir fırsat.
 
Üretim rakamlarımızdaki artış da, küresel bir aktör olarak yerimizin güçlenmesi de bunu göstermekte.
 
Dün, özellikle son 20 yıldaki bütün kazanımlarımızı kaybetme riskini bertaraf ettik.
 
Büyük Türkiye hedeflerimize ulaşmak için yolumuz dünden daha aydınlık artık.
 
Her ne kadar algı operasyonlarına kapılanların oranı bizleri üzse de, şu bilinmeli ki kazanan 85 milyondur.
 
Kaybeden ise Ayasofya’yı yeniden müzeye döndürme vaatleri verenler ile ülkemizi hizaya getirmek için kurulmuş terör örgütleri ve sahipleri oldu.
 
Bu zaferin, bugün İstanbul’un fethinin 570. yıl dönümüne denk gelmesi de tarihin cilvesi olsa gerek.
 
Şimdi yelkenleri şişirme zamanı.
 
Yeni yüzyıla yolculuğun hayırlı olsun Türkiye...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.