Kusura bakma Abi, bütün masrafını karşılayacağım

Almanya’da doğup büyüyen, aşçılığa da orada başlayan bir gurbetçimizdi.
Birkaç yılda bir Türkiye’ye geliyordu.
Bu geliş gidişlerinden birinde memleketini dolaşıp (Kastamonu), İstanbul’a geldiğinde de televizyondaki yemek yarışmasına katılmıştı.

 

Geniş omuzlu, biraz kilolu, güler yüzlü, sıcakkanlı, insanlarla kolay kaynaşan biriydi.
Evliydi ve eşi ilk çocuğuna hamileydi.
Uçak korkusu yüzünden otomobiliyle geldiği ve yarışmadan elendiği İstanbul’da bir tatsızlık yaşadı.
Hep trafiğinden yakındığı bu şehirde, otomobiline çarpmışlardı. 
Hem de park hâlindeyken…
Neyse ki, çarpan kişi çok anlayışlı ve iyi niyetli biriydi: 
- Kusura bakmayın. Bütün masraflarınızı karşılayacağım, dediği için, davacı olmadı.
Gerçekten de biraz eski model arabası, çarpan kişinin tanıdığı bir serviste yaptırıldı ve dönüş tarihini aksatmadan Almanya’ya gitti.

 

İnsanın işleri ters gitmeye görsün…
Genç aşçı, bu kez Almanya’da bir trafik kazasına karıştı; İstanbul’daki kazanın birkaç gün sonrasında hem de…
Üstelik koskoca Berlin’de, ünlü Kurfürstendamm Caddesi'nde aracına çarpan kişi, bir Türk’tü!
Yine neyse ki, orada arabasına -arkadan- çarpan bu kişi de yardımseverdi:
- Dalgınlığımı bağışla Abi, suç bende... Eğer davacı olmazsan zararını fazlasıyla karşılarım. Hem de hemen!
Genç aşçı ikna oldu. 
Hanımının doğumu yakındı ve prosedürle uğraşacak zamanı yoktu.
Kazayı yapan Türk’ün tamirci bir yakın arkadaşı vardı. Otomobili oraya çektiler ve kısa sürede tamir ettirdiler.
Ayrıca, araca çarpan gurbetçi vatandaşımız, aşçıya yüklü miktarda parayı da peşin olarak ödedi.

 

Ama Alman polisi, bu ikinci kazadan bir hafta sonra aşçıyı, ifadesi alınmak üzere karakola çağırdı. 
Olayı duyan karısı sinirlendi:
- Sen kazayı kendi aranızda halletmeye kalkarsan böyle olur! Bugün yarın doğum için hastaneye gideceğiz, yaptığın şeye bak!
Aşçı koca bu haklı çıkışa ne cevap vereceğini bilemedi.
Karakolun yolunu tuttu.

 

Oysa başındaki bela çok daha büyüktü. 
Bunu, karakolda polisten öğrendi:
“Almanya’ya uyuşturucu sokmaktan” yargılanacaktı!
İstanbul’da arabasına çarpan çete üyesi, tamir sırasında otomobilin alt bölümüne uyuşturucu poşetlerini yerleştirmiş, Berlin’de çarpan ise, bu poşetleri çıkarıp piyasaya sürmüştü! 
Tamirciler de bu şebekenin üyesiydi...