Ahmet Demirbaş

Tütünü yasaklayan Murâd Han, zorbaların meyhanelerini de yıktırdı. İşte bu yüzden müfteriler "Padişah da içki içiyor" diye kendisine iftira attılar...

Basra'da bir tüccar vardı. İran'daki bir adamı mektup yazarak "Bu sene şeker kamışının verimli olmadığını, çok şeker almasını" bildirdi!

"Sana üç defa defterdarı azlettim. Yerine namazını kılan, doğru istikamet sahibi birini nasb edesin diye hatt-ı şerif gönderdim. Yine fermanımı tutmadın!"

Deli Birâder, tabiatı icabı bir yerde uzun müddet kalamıyordu. Bu sebeple vazife aldığı şehirlerden "artık müddetim doldu" diyerek tâyinini isterdi!..

"Yâ Rabbî, dualarımızda sana lâyık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatalarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslâh et ve duamızı kabul buyur."

Bir zamanlar Basra'da; terk etmek isteyip de kötü arkadaş yüzünden kendisini içkiden bir türlü kurtaramayan bir kimse vardı. O adam bir gün!..

Halife Harun Reşid, bir ramazan günü Behlül Dânâ'ya, akşam vaktinde camiye gitmesini ve namaza gelen herkesi iftara davet etmesini söyler...

Hazret-i Hasan ile Hüseyin mescidde oynuyorlardı. O sırada Cebrâil aleyhisselâm, Hazret-i Dıhye sûretinde Resûlullah efendimizin yanına geldi...

Muslihuddîn Mûsâ Efendi İstanbul'da bir medresede okuyordu. Bir gün, Kocamustafapaşa'da ilim yayan Sünbül Efendinin şöhretini işitir...

Evde karı-kocadan biri susarsa münakaşa uzamaz, kavga büyümez. Nazik, hoşgörülü ve güler yüzlü olanın evinde geçimsizlik olur mu?

"Hasîslik etme, bir şey vermemezlik yapma! Sıkıntıya düşecek ve namâzı kaçırarak, üzülecek kadar da dağıtma! Sadakada ortalama davran!"

Harem Muhafızı Beşir Ağa diyor ki: "Ravda-i Mutahhara'daki Cibril Kapısı bazı geceler seher vakti açılır, fakat içeri kimsenin girdiğini göremezdim!"

Şeyh Edebali, Osman Gazi'ye buyurdu ki: "Ey oğul, sabretmesini bil, vaktinden önce çiçek açmaz. İşin çetin, gücün kıla bağlı. Allah yardımcın olsun."

Bir salih zat, ramazanda talebeleriyle bir şehre yaklaşmıştı. İnsanların, kendileri için yollara döküldüğünü gördü. O anda hiç beklenmedik bir şey oldu!

Yemen hükümdarı çok cömertti. Ancak biraz kıskançtı. Yanında, Hatem-i Tai adındaki gencin cömertliğinden bahsedilmesine hiç tahammül edemezdi!..

Resulullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Hazret-i Ali'ye daha hayatta iken kendisinin İbni Mülcem'in kılıcı ile şehid olacağını bildirmişti!

Bir gün, Resûlullah efendimiz çarşıdan kendisine bir şeyler almaya gider. Bir hizmetçi kızın ağladığını görür. Ona ağlamasının sebebini sorar...

Yavuz Sultan Selim Han Mısır'ı zaptettiği zaman, cuma namazını Ezher Camiinde kılar. Namazı kıldıran hatib için yüz altın bağışlar. Ancak!..

Peygamber efendimiz bir hadîs-i şerîfte buyurdu ki: "Yeryüzünde bulunan kuyuların en hayırlısı, zemzem suyunun mübârek kuyusudur."

Eshab-ı kirâmdan, Ebu Ma'lek adında bir tüccar vardı. Bu zat, bir gün ticaret için yola koyulur. Önüne, tepeden tırnağa silahlı bir eşkıya çıkar!