Behçet Fakihoğlu

8 aydır Trafik Cezaları ile ilgili yazılar yazılıyor. 20 Mart tarihli Serbest Kürsü'de Ordu'dan Ahmet Dalkılıç da "Kimse keyfi olarak ceza yazmaz" diyor...

Tokat'ın Reşadiye ilçesi ile Ordu'nun Mesudiye ilçesine bağlı köylerin birleştiği sınır bölgesinde bulunan Kuyucak, Yağsıyan, Eymür, Çınarcık, Danişment, Süleymanlı, Konak, Derebaşı, Güzle, Karabayır, Kenger, Erik köyleri ile, Kızılcaören, Demircili, Baydarlı ve Üçyol kasabalarında yaşayanlar diken üstünde, hepsi tedirgin.

1 Nisan'da yürürlüğe girecek yeni Ceza Kanunu ile, gazetecilere birçok sınırlama getirildiği, şu anda yazılanların o zaman yazılması halinde hapis cezalarının verilebileceğini daha önce belirtmiştim.

Hırsızlık, kapkaççılık ve diğer suçların gittikçe tırmandığı malum. Sahte içkilerin ortaya çıkardığı vahamet de ibret verici. Can ve mal güvenliğinin gittikçe ortadan kalkmakta olduğu sır değil. Bütün bu nahoş olayların baş sebebi işsizliktir.

Son zamanlarda ne hikmetse karamsar bir hava pompalanıyor. İstikrarlı bir hükümetin gelmesi, enflasyonun tek haneli rakamlara inmesi, faizlerin tahmin edilemeyecek değerlere düşmesi, ihracatta adeta patlama yaşanması birilerini memnun etmemiş, belli.

Liderlerimizden, bizi yönetenlerden, yönetmek üzere bizden destek isteyenlerden sıradan vatandaş olarak bizim de söyleyeceklerimiz var.

Ben, Mithatpaşa Anadolu Kız Meslek Lisesi Grafik Tasarım Bölümü öğrencisiyim. Okulca Gelibolu Belgeseli'ni seyrettik.

Cağaloğlu'nda yıllardır tedavi olduğumuz, buradaki insanlarla bütünleşmiş, başka birçok semtten insanların da geldiği çok güzel bir SSK Dispanserimiz vardı.

Fahrî Trafik Müfettişliği 1997 yılında başladı. Yönetmeliğe göre, Fahrî Müfettişlerde; "Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olmak, en az 40 yaşında olmak, yüksek okul mezunu olmak, en az 10 yıllık sürücü belgesi sahibi olmak, asli kusurlu olarak trafik kazasına sebebiyet vermemiş olmak, 5 yıl içerisinde 100 puan ceza uygulaması sebebiyle ehliyetinin alınmamış olması, kamu hizmetlerinden yasaklı olmaması ve 6 aydan fazla hapis cezası almamış olmak" şartları aranmaktadır.

Avrupa Birliği süreciyle birlikte, özgürlükler üzerindeki bazı sınırlandırmalar kaldırıldı. Basın özgürlüğü de bu süreçte önemli bir yer tutuyordu. Artık düşüncelerinden dolayı kimse hapse atılmayacak, gereksiz kısıtlama ve vehimlerden vazgeçilecekti.

Bir yurt, tahsil çağındaki öğrenci için her şey demektir. Onun için sıcak bir yuva ve gönül dostları ile yaşanan bir mekândır. Çoğumuz böyle bir ortamdan geçerek bugünkü hayatımıza başladık.

Teknik Eğitim Fakülteleri, mesleki ve teknik liselerde görev yapacak meslek öğretmeni ihtiyacını karşılamak üzere kurulmuş olan eğitim kurumlarıdır.

Sokaklardaki dehşet görüntüleri, her gün bir yenisi çıkarılan yolsuzluk dosyaları, çocuklara yönelik organize fuhuş olayları, başka kurumlardaki çürümeler... Saymakla bitmez. Zaten her gün bu tür haberlerle içimiz dışımıza çıkıyor.

Üniversite mezunlarını bir kursa tâbi tutarak polis yapmak, artan asayiş vakaları karşısında hem polis sayısını artırmak, hem de kısmen işsizliğe çözüm bakımından doğru olabilir.

4 yıldır yaz aylarında Gelibolu Yarımadası'na gider, gezerim, şehitlerimizin ruhlarına dualar okurum. Gezdiğim yerleri inceler, çeşitli notlar alırım. Orada yatan kahramanlar, vatanımız için canlarını siper ettmişler, hayatlarını feda etmişler.

20 yıldır mesleğim icabı İnsan Kaynaklarıyla ilgili birisiyim. Yani Mali Müşavirim. Sigortalı işçi, sağlık hizmetlerinden istifade edebilmesi için, Sağlık Karnesi ve iş yerinden günlük Vizite Kağıdı almak zorundadır.

Ekonomideki iyileşmeler ve canlanma henüz dar gelirliye yeterince yansımadı. Özellikle küçük esnaf çok zor durumda. Bunların çoğu faturalarını, Bağ-Kur primlerini, vergilerini ödeyemiyor.

Balıkesir ilimiz, bulunduğu coğrafi konum açısından oldukça avantajlıdır. Bir buçuk-iki saatte İzmir'e ve Bursa'ya; deniz otobüsüyle bir saat kırk beş dakikada, otobüsle yaklaşık beş saatte İstanbul'a; altı saatte de Ankara'ya ulaşabilirsiniz.

Maliye Bakanlığı Gelirler Genel Müdürü Sayın Osman Arıoğlu'nun, "ortalama olarak ayda bir taksicinin 20 milyon TL, bakkalların 11 milyon TL, berberlerin 10 milyon TL, kahvecilerin 9 milyon TL, manifaturacıların 8 milyon TL vergi verdikleri" şeklindeki açıklaması esnafımızı üzmüştür.

SSK hastaneleri Sağlık Bakanlığı'na devredildi. Bütün problemler hemen çözülmedi. Zaten bir günde her şeyin düzeleceğini kimse beklemiyordu. SSK'lı hastaların ilaç alımları serbest eczanelere yönlendirilince kargaşa biraz daha arttı.