Gürbüz Azak

KRİZ üstüne krizlerin ezdiği şu demir topuzlu günlerde bilhassa belediyeler merhametli olmalı. Beyinlere inip duran demir topuzlar önünde, insanı kollayan kalkan görevi üstlenmeli. Belediyeler halka hizmet için vardır.

Söyler misiniz, Japonya'nın dünyada (sizin ev dahil) girmediği yer kaldı mı? Hiç olmazsa bir kol saati, hesap makinesiyle Japonya artık her evdedir.

BİZLER hep arıyoruz. İyi de neyi? Ne aradığımızı bilmeden, bulduğumuzun o olduğunu nasıl anlayacağız?

İNSANOĞLU korkusuz yaşayamıyor. Sanki, ille de bir yerden, bir şeylerden korkmamız lâzım. Olmasa bile kendimiz üretiyoruz.

ŞİMDİ ne olacak? Herkesin kafasında bu dehşet sual gezinmekte. ABD'yi allak bullak eden merhametsizlik, sonrası, ateş yüklü tepkiler, Afganistan sınırındaki yığınaklar, bozulan bölge dengeleri, yeryüzünü sarsmaya başladı bile.

ÇOK çok önceleri "Garomma" isimli bir roman okumuştum. Burada deniyor ki: "Enteller ve bilgililer dünyayı birbirine katacak. Yok yere savaşlar patlayacak, terör belâsı ortalığı kana ve dehşete bularken bir de bakılacak ki, bütün akılsız tahsilliler ölmüş. Sonunda dünya, Garomma adlı cahil bir çobana kalacak. İnsanlığı barışa çıkarma görevini bu cahil çoban üstlenecek. Dünyayı artık Garomma yönetecek..."

Herkes taş kırmaya merak salsa ne olur? Yahut soğan dikmeğe, balık tutmaya, fırıncılığa?.. Eline her testere geçirenin marangozluğa kalkıştığını bir düşünün.

GENE aklıma takıldı. Sahi, bütün gülünç fıkralar niçin "Adamın biri" diye başlıyor? Siz hiç "Kadının biri" diye anlatılan fıkra duydunuz mu?

DOLAŞIK bacaklı, bir günü diğerine uymayan şu dünyada zorda olan sâde bizler değiliz. Her yanda dört dönüşler, çâre arayışları ve yeni yüzyılın en büyük sarsılışları yaşanıyor. Krizleri altetmek, cihan savaşlarını bitirmek kadar güc, yıpratıcı ve kırıcı. Evet... Dünya dört dönüyor.

BAŞIMIZA gelenlere bakın. Yeni bir îcat çıkardılar. Neymiş? Herkese bir kart verilecek. - Kardeşim, bu ne? - Vergi numaranız. - Anlamadım? - Bu size özel bir karttır. Üzerinde vergi numaranız yazılı.

GAZETEDE şöyle bir haber okursunuz: "Bir kadın sokakta ölü bulundu"... Ve hemen, yaşlı ya da hastaydı diye düşünürsünüz.

Her işin başındayız. Daha öğrenecek çook şey var. Tatil konusunu ele alalım. Sanıyoruz ki, tatilde ya yan gelinip yatılır ya da bol zambırtılı müzik eşliğinde çiftetelli oynanır.

BİLİYORSUNUZ, bu köşede nâdiren siyâsete girerim. Çünki hayat siyâsetten ibaret değildir. Sanat, çevrecilik, insâni münasebetler, tarih, ibretli olaylar, hattâ mîzah, şu kısacık ömrümüzde önemli yerler tutuyor.

BAZEN kavramları karıştırıyor, yok yere kavgalaşıyoruz. Son yirmi yılda 200'ü aşkın ülkede gündemini koruyan iki tâbir, alt alta, üst üste yerleştirilip çalkalanıyor. Ayırmak gerek. Bu iki kavram birbirinden müstakil ve ayrı istikametli hareketleri işaretler. Özetleyelim...

ABANT Palace, Admira Hotel, Adora Golf Resort, Aegean Holiday Village, Alara West, Alinda, Altis Golf, Ananas, Apex Otel, Aphrodite, Aquapark, Armonia, Art Corinthia, Asteria, Atrium Hotel, Bel Conti Resort, Beach Clup, Caria Holiday Resort, Club Arpia, Club Bellamare, Club Blue Waters, Green Platon, Club Kapheros...

MUSTAFA Karakamçı, sizler bizler gibi bir vatandaş. Denizli'de oturuyor. Gene hepimiz gibi tedirgin. Ülkenin zor ve çıkışı güç adreslerde yalpalayışı, Mustafa Karakamçı'yı fazlasıyle üzüyor. Devlete bir teklifi var. Biraz kısaltarak sunuyorum...

Önce Türkiye'nin dünyadaki fazla pürüzlü konumunu, netameli çevresini, yakın tarihini bilmek gerek. Eğer aydın iseniz, akıllı olmak yetmiyor. Millî şuur ile de hemhâl olmanız şart.

SOKAKLAR nihayet simitçilere kaldı. Ne dediği pek anlaşılmayan taşra seslenişli mahcub delikanlılar, "Miiit!.. Ze üiiidd!" bağırışlarıyle kuşluk vakti ve ikindi üzerleri kaldırım arşınlıyor. Buna da şükür.

İŞSİZLİK bize has bir başağrısı değil. Şu ânda ABD, Japonya, Almanya, AB gibi ekonomi devleri aynı belânın iri dişli kıskacındadır. İşten çıkarmalar, günde 2-3 saat çalışma programları bu ülkelerde geçer akçe. Etrafımızda da ortalık ana baba günü.

MERAK ediyorum... Acaba, on-oniki bankayı devletleştirmekle bu hükûmet ne kazandı? Bir merak daha: Bu hedefsiz ve âferin meraklı uygulama ile neler yitirdik? Hazineden, yani milletin cebinden kaç milyar Dolar çıktı? Bunca ziyan, bunca ziyan, bunca ziyan, kriz üstüne krizlerin bindiği şu ahvalde nasıl yerine konacak?