Kemal Belgin

F.Bahçe’nin farklı Hatayspor galibiyetinden sonra sahaya çıkardığı ilk on bir, bana göre bir yeni benzeri arayışın simgesiydi.

Bizim gazetenin perşembe günkü sayısında benim köşenin hemen yanı başında bir fotoğraf vardı.

F.Bahçe, üst üste aldığı iki yenilgiden sonra kendi sahasında kadrosundan çok aşağıda bir kaliteye sahip Hatayspor’u ağırlayacaktı.

Ligin tepesini bir hayli etkileyecek olan dünkü oyunda en çok dikkatimi çeken ve bazılarında gözlerime inanamadığım şey oyuncu değişiklikleriydi. Her iki hoca da acaba maçı yeniden seyretseler yaptıklarını beğenirler mi?

Fenerbahçe Beko bu defa, hem de kendi seyircisi önünde, Baskonia'ya kaybetti. Bir aralık nerede ise 20 sayı geriye düşülmüş idi... Sonra güya toparlanıldı ve maç 76-70 kaybedildi.

Arjantin ile Fransa arasında oynanan dün akşamki Dünya Kupası finali bu kıymetli organizasyonun sanıyorum tarihindeki en unutulmaz final olacaktır. Arjantin, şampiyon olurken iki dakika içinde hem de 2-0’dan beraberliğe yakalanıyor. Uzatmaya giden maçta Arjantin yine kupanın bir kulpuna elini sürmüşken bir kere daha Fransa yakalıyor.

Geçtiğimiz perşembe gazetemin spor sayfalarına döner dönmez 14. sayfada yıllardır özlemini çektiğim bir haberle yerimden fırlamışım. “Hayrola” dediler evdekiler. Baksanıza dedim. Ülkemin futbolunda bir devrim yapacak olan haber var...

Fas, Afrika’nın kuzeyinde, bir zamanlar Fransız müstemlekesi olarak bilinen Cezayir ve Tunus’la birlikte bilinen bir ülke... Sonra yıllar geçtikçe bu Fas, çok oyuncu ihraç etmeye başladı Avrupa’ya.

Başlığa bakıldığında “Hayırdır inşallah” diyebilirsiniz. Ama Almanya’nın Dünya Kupası’ndan elenişine gelince sanırım meseleyi çakmışsınızdır. Bu Alman Milli Takımı’nın bir hocası var. Adı da Hansi Flick...

Arjantin sürpriz bir şekilde bu kupada kaybetmeyeceği bir takıma yenildi, bu sonuçla acaba büyük bir sürpriz mi olacak diye herkesi bir düşünce aldı. Ama Arjantin takımında başta Messi olmak üzere sonuç değiştirebilecek çok oyuncu var. 

Bir bu kalmış idi. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç muhteremleri demez mi, "Yabancı hakem meselesini TFF ile değerlendireceğiz..." Ben ne yabancı hakemler gördüm bu ülkede. Bir metre taca çıkmış topa devam deyip koca Ajax'ı zor durumda bırakan... Onlar ülkeye geldiklerinde Yeşilköy'de karşılanır, orandan da Kapalıçarşı'ya götürürlerdi. Haaa bizim yerliler mi? Bu medya ile zor tabii... 

Tabii ki benim ölçülerime göre geçtiğimiz haftanın en baba maçı Eczacıbaşı-Vakıfbank karşılaşması idi. Benim Digiturk hâlâ merkezce bir formül bulunamadığı için yoktu. Ama başka adreslere yönelmek durumunda kaldım. Neyse, Boskovic fena hâlde patlayarak Vakıfbank’ı 3-0 yenmenin anahtarı oldu. Siz siz olun bu kadın voleybol maçlarını kaçırmayın! Neyse son dakika... Benim Digiturk yeniden devreye girdi. Oh be!

Stefan Kuntz yönetimindeki millî takımımız bu ikinci hazırlık maçına öyle bir 11’le çıktı ki bizim ligden sadece üç oyuncu vardı yanlış saymadıysam. Ve savunmada yine üçlüydük ama şansımız o ki rakip Çekya, çok ciddi şekilde futbolda düşüş yaşıyordu.

Başlık ne demek mi istiyor? Eh, günümüz Trabzonspor’un da şayet Bakasetas ve Trezeguet kadroda yoklarsa bu ekip sahaya dokuz kişi çıktı demektir. Hele hele bir son on beş dakika da iki uç adamı ile Ankaragücü deplasmanında oynuyorsanız geçmiş olsun. Buradan bakınca nerede o Avcı Hoca, nerede bu Avcı Hoca? 

Bizim yakın dostumuz Ömer Üründül ikinci devre başladıktan sonra bana “Bu maçı Giresunspor alırsa sakın şaşma” dedi.

Bir derbiyi daha geride bıraktık. Ev sahibi pozisyonundaki Galatasaray kazandı. Beşiktaş bir süre beraberliği tuttu ama sonunu getiremedi. Önemli olan neydi peki? İki takımın defansları açık ve net “Gel at” zafiyetinde idi. Bir yan orta niteliğinde birileri topu altıpasa doğru indirdiler ve de oradan birileri rahatça vurup gol yaptılar. Ne yüksek top hamlesi var ne de o bomboş vuruculara yanaşan!

Ben yazıma şöyle başlayayım; Rıza Hoca’ma sormak isterim, bu Yatabare sözleşme imzalarken oraya ‘oyundan çıkarılamaz’ diye bir ibare koymuş muydu?

Bütün hafta sorulan bir soru vardı, “Bu maç ne olur” diye. Ben de “Kadrolar açıklanmadan, maçın da bir on dakikası oynanmadan bir görüş belirtmem” dedim her seferinde

Bizim ülkede voleybol branşı için iki önemli isim vardı... Biri Guidetti, diğeri de Zoran Terzic... İkinci isim Kadınlar Voleybol Süper Kupası’nı takımı ile beraber kaldırdı. Hem de 3-0 ile... Kanarya’nın yenileri flaş oyun oynarken, Vakıfbank’ta biraz Egonu göründü o kadar... Hele bir Hollandalı vardı ki sormayın...

G.Saray, deplasman gibi gözüken oyunda karşısında hiç de öyle bir ev sahibi takım bulmadı.