Ömer Faruk Ünal

Önce Futbol Federasyonu'ndan başlayalım. Bu maç madem seyircisiz oynanacak. Meteoroloji de günlerdir kar yağışından dolayı herkesi tedbir almaya çağırıyor.

Geçen sezon 29. haftada 0-0 biten Beşiktaş-Trabzon maçı oynanmıştı. Maçın sonlarına doğru Trabzonlu Egemen'in müdahalesinde "topu elle oynuyor mu, oynamıyor mu" diye çok tartışılmıştı.

Herkes ama herkes sorumluluktan kaçmak istiyor, bu yetmiyor, yangına benzinle koşanlar da var!

Efendim, "insan haklarına aykırıymış", bir takımın seyircisinin gidip deplasmanda takımına destek verememesi. İstanbul'un göbeğinde gündüz gözü döner bıçaklarıyla millet birbirini kovalıyor. Maç başlamadan yaralı sayısı 4'tü.

Geçen hafta cuma günü Süper Lig hakemlerine Hollandalı hakem eğitimcimiz Uilenberg, eğitim verdi. Hakemlerimiz, 4 haftada bir genel eğitimden geçiyor.

Futbol muhabbeti yapmaya bayılanlar için bu Brezilyalı, "türban, laiklik, Kürt meselesi" kadar konuşulması bitmez tükenmez bir konu!

Bütün dünya, Barcelona-R.Madrid derbisine kilitlenmiş! Ehh, biz de Bursa-Kayseri maçıyla yetinecektik!

İskoçya'da hakemler grevde. Bu hafta çok büyük bir ihtimalle maçlara çıkmayacaklar. Ama bu grev öyle ince ayrıntı ve mesaj dolu ki; Türkiye'nin medyasıyla, kulüpleriyle, federasyonuyla buradan çıkaracağı çok ciddi dersler var.

Schuster zoraki çalıştırıcı... Elano gönülsüz profesyonel... Alex oyundan alınmasına tepkili... Yahu affedersiniz, sizi silah zoruyla mı getirdiler?

İlk sözümüz Hikmet Karaman'a. Hocam, geçen hafta G.Saray maçına saatler kala otel odasında maç taktiğini önce gazetecilerle paylaşmıştınız. G.Saray'ı nasıl yeneceğinizi anlatmış ve yenmiştiniz.

24 Ekim 2009'da oynanan lig maçında Bursaspor, Belediyespor'u 6-0 mağlup etmişti. Bu maçın yedek oyuncusu Okan Buruk kulübede kırmızı kart görmüştü. 29 Ekim 2009 günü Reşat Bostan başkanlığında toplanan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Okan'a 4 maç ceza vermişti.

Üç ay önce "Spor Toto Süper Lig'de 12. haftanın puan cetvelindeki ilk 4 takımın" kimler olacağını "çok bilen" futbol otoritelerine sorsaydık; bu 4'ten sadece 3'ünü tahmin edebilen çıkar mıydı acaba?

Ali Tandoğan yok, Vederson sahanın en kötüsü... Burak Yılmaz ilk yarıda sağ kanadı otobana çevirdi. Rakip kaleye gitmek, şut atmak, baskı yapıyormuş gibi yapmak yetmiyor.

Beşiktaş-K.Paşa maçının oynandığı gün, sabah FİYAPI Stadı'nda 4.hakem, temsilciler, kulüplerden birer yönetici, emniyet yetkilisi toplanıyor. Bu toplantı, bütün maçlarda olan mutat bir uygulama. Adı "Eşgüdüm toplantısı."

Beşiktaş-K.Paşa maçının hakemleri Bursa-Trabzon maçına atandı. Biri hariç; Paşa ağlarına giden topun ofsayt olduğunu başarı ile tespit eden Ali Saygın Ögel! Üzülme Ali, bu senin "Saygın"lığını gölgeleyemeyecek!

Skorda da olduğu gibi ilk yarının galibi Antalyaspor, ikinci yarının galibi Bursaspor oldu. "Değeri 400 milyon dolar" olan ligin lideriyle, maçı kazandığı takdirde zirve ile puan farkını 4'e indirecek takımın maçını seyrettik.

Türkiye'de profesyonel hakemlik her dönem konuşulmuştur. Önemli destekçileri olmuştur, karşı çıkanları olmuştur.

Edep yerini işaretledikten sonra 4 maç kaybeden Alman Teknik Direktör, Federasyonu takmadığı için akreditasyon kartını takmıyor! Aynı meydan okumayı UEFA maçlarında da yapsa ya!

Bazı hakemlerin "ısrarla ve inatla" penaltı çalmaması incelenmeye değer bir konu.

Beşiktaş Guti ve Quaresma'nın sakatlığına, Kayseri gençlerine yapıştı; "Cangele yok, Zalayeta yok, Troisi yok" demedi. Schuster "günahsız" hakemi haşladı, iki penaltısı verilmeyen Karabük hakemi alkışladı