Sadık Söztutan

Özhan Canaydın'ın bütün Türkiye'de bu kadar coşku ile alkışlanmasının önemli bir sebebi de, onu bir sembol haline getirip, bu vesile ile spordaki çirkinlikleri, çirkeflikleri protesto etmek... Yani, gerginlikten bıkmış insanlar için bahane oldu, bayrak oldu Canaydın...

Emre Güngör takımının yıkılışını getiren o pozisyonu yaşarken, "halefi" Servet Çetin kulübede ne düşünmüştür acaba? Üzülmüş müdür, yoksa içinden "oh olsun" diye geçirmiş midir? Profesyonelliğin sınırı nereye kadardır?

Diyarbakır olaylarından sonra artık çok net anlaşılmıştır ki, bu ülke futbolunun en provokatörü, en karıştıranı, en bulanık suda balık avlayanı, en kaostan besleneni, en kin ve nefret membaı, en marka değeri düşüreni Erman Toroğlu değil, onun, ağzından köpükler saçan muadilidir!

Ertuğrul Sağlam'ın işi zor.... Elinde bakkalın veresiye defteri gibi bir puan cetveli... Hesap kitap yapıyor: "Ankara'dan gelecek 3 puan... artı, Federasyonun kasasında 3 puan... artı, ertelenmiş Kasımpaşa'dan 3 puan... Ya lideriz, ya ikinci, ya üçüncü..." Süper, süper, süper lig!

Türkiye'nin önemli bir problemi de işte burada... FENER'İN İPTAL EDİLEN GOLÜ... Toroğlu: Doğru karar... Çakar: Yanlış karar. Yavuz: Gol verse daha iyi olurdu.

4 Meğer Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener, Türkiye muhabiri Ömer Faruk Ünal'a, "Kura çekimine yeni hocamızla gideceğiz" derken doğru söylemiş! Çünkü kura çekiminde Özgener de oradaydı, Guus Hiddink de... Neyse... (...) Pekiii, birisi bizim sözleşmesi devam eden milli hocamıza talip olsaydı ne derdik acaba? Empati iyi bir şey, çok iyi...

Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı Fenerbahçe maçında şehrinin takımının golünü alkışlamış, Aziz Yıldırım kızmış.

Geçen sene, "Önümüzdeki sezon hakemlikte profesyonelliğe geçeceğiz" diyen Federasyon Başkanı Mahmut Özgener, iki hafta önce de, "Kura çekimine yeni hocamızla gideceğiz" demişti. Sözünün eri yöneticilerimizin olması ne güzel! Gerçi Milli Takım hocasını ne kadar geciktirirsek o kadar maaşından tasarruf yapıyoruz.

Antalyaspor'u uydurma penaltıyla yenen Beşiktaş, Sivas'ta ofsayt golüyle öne geçen Fenerbahçe, Leo Franco'nun atılmaması sebebiyle kalecisiz kalmayan Galatasaray haftayı firesiz geçti. Peki hakemlerin ve adaletin aldığı fire ne olacak???

Erman Toroğlu ile dünya görüşlerimiz taban tabana zıt, futbolla ilgili düşüncelerimiz ise bire bir aynıydı. Ekranda eyyam yapmadan "ünlü" takımları eleştirebilen tek isim olduğu için "öteki" takım futbolcuları "Bakalım akşam Erman Hoca ne söyleyecek diye bekliyoruz" derdi. Özetle, fincancı katırlarını ürkütmenin bedelini ödüyor Erman Hoca... Gerisi laf-ı güzaf...

Seric, Schildenfeld, Carusca, Barusso, Bouzid, Maldonado, Josico... gibi yıldızları almak için bu 2.3 milyar dolarlık kaynak iyi oldu! Bakın söylüyorum; mâli denetim ve disiplin getirmediğiniz takdirde bu naklen yayın havuzu Türk futbolunun ortasına dinamit olarak konmuştur!

Özhan Canaydın bir tarihte ziyaretimize geldiğinde, "En memnun olduğunuz futbolcu kim?" soruma çarpıcı bir isim söylemişti. Ben Bülent Korkmaz, Hakan Şükür, Arda Turan filan beklerken "Hasas Şaş" demişti, "Dört dörtlük bir insan. Gerçek Galatasaraylı." Hafta içinde Hasan Şaş'ın rahatsızlık geçiren Canaydın'ı ziyaret ettiğini okuyunca aklıma geldi.

Ortega... Kezman... Anelka... Appiah... Maldonado... Ve ayrıldıktan sonra F.Bahçeyi suçlayanlar kervanına Roberto Carlos da katıldı; "Fenerbahçe'yi bırakmamın tek nedeni sevgisizliktir" demiş Brezilyalı... Buna da şükür, hiç olmazsa Kezman gibi, "Başkan soyunma odasında futbolculara küfrediyordu" dememiş!

Ne yaptın sen Ateş Böceği Ercan? TV8'de "Bir Yıldız Masalı" programında Ali Şen'in hayatı anlatılırken stüdyoya gelen Ercan Bostancıoğlu, 1994 yılında F.Bahçe kötü gidiyor diye bir maç öncesi stadın önüne minibüs çektiğini ve "Ali Şen başkan olsun" diye imza topladığını anlatırken, "Maç kuyruğundan daha uzun, rekor bir kuyruk oldu" dedi.

* Fenerbahçe'ye teşekkür: İşte bu... Yıllardır istediğimiz bu... G.Saray'ı on dört yıl sonra şampiyon yapan Derwall yalnız gitti, Beşiktaş'ta rekoru hâlâ kırılamayan Milne yalnız gitti, Hagi yalnız gitti, Terim yalnız gitti.

Acaba Anayasa Mahkemesi "fuhuş, şike, şiddetli beyanat vs. gibi suçların odağı olduğu" gerekçesiyle F.Bahçe'yi kapatır mı?

&gt2;&gt2; Başkan Adnan Polat sarı-kırmızılı taraftarların taşkınlık yaptığı olaylı G.Saray-F.Bahçe basketbol maçından sonra "Özür dilemeyeceğim" dedi; aynı hafta Cemal Nalga olayı patlayınca, "Bütün Türkiye'den özür diliyorum" demek zorunda kaldı.

Enke öldü. Cenaze töreni için stadı dolduran kırk bin kişi içinde, formasını giydiği 7 kulüpten sadece Fenerbahçe temsilcisi &lt2;b&gt2;yoktu. &lt2;/b&gt2;Çünkü Fener'de oynadığı maçta mağlup olmuştu. Üstelik Galatasaray'a gol atıp "gerçek Fenerli" de olamamıştı.

Oslo'nun Ullevaal Stadı'nın kapısında, eksi bilmem kaç derece soğukta enik gibi tir tir titrerken, ünlü bir spor yazarı yanıma yaklaştı; "Sadıkçığım, şu maçı, gazetede oturup, bacakları uzatarak çay-kahve eşliğinde seyretmek varken, kaşındık" dedi.

Mustafa Sandal: Pazara kadar değil, mezara kadar... Gelirim senle Fizan'a kadar... Tarkan: Arar buluruz izini, bilirsin zırdeliyiz biz. Hem yazında, hem kışında nerde olsan seninleyiz. Hakem Farina: Drüüüüütt...