“Alo ben Tarım Bakanı İbrahim Yumaklı”

A -
A +

Cumartesi sabahında gazetede yayın toplantısına katılan Tarım ve Orman Bakanı Sn. İbrahim Yumaklı ile derinlemesine bir tarım sohbetiyle başladık. Sayın Bakan’ın anlattıklarını gazetemizde önümüzdeki günlerde bulacaksınız. Ama benim ilgimi çeken noktaları çıkardım.

 

80’li, 90’lı yıllarda köyden kente göç vardı. Önünü almak mümkün olmayınca büyük şehirler devasa metropollere dönüştü. Birçok ülkeden büyük şehirlerimiz var. Şimdi de o zamanki uygulamaların sonuçlarıyla karşı karşıyayız. Ama önce pandemi, sonra da ekonominin gidişatı büyük bir grubun kentten köye ya da büyük şehirlerden küçük şehirlere göçe yol açıyor.

 

Sayın Bakan’a sordum: “Dünyadaki gıda krizi ve gelecekte yaşanacağı öngörülen gıda savaşları birçok insanın hiç bilmediği hâlde küçük de olsa tarıma yönelmesine sebep oldu. Benim dedem topraktan çok iyi anlardı, babam az da olsa anlar ama ben hiç anlamıyorum. Ama hayat şartları belki benim ve benim yaş grubumun da bireysel tarım yapmasına yönlendirecek. Ama bilgisizce yapılan tarım israfa neden olmayacak mı?”

 

Bakan Bey cevap verdi: “Hayır bilakis bunu teşvik ediyoruz. İnsanlar tarım yapsın. Artık 20 yıl öncesindeki gibi değiliz iletişim imkânları çok güçlü ve isteyen istediği bilgiyi anında alabiliyor. Hele hele yapay zekâyla artık tarım bilmeden neyi nasıl yapacağınızı yapay zekâya sorarak öğrenebileceksiniz.”

 

 

Tarımda girişimcilik fırsatları

 

 

Bir de ek bilgi verdi Sayın Bakan: “Özellikle kadınlar ve gençlerle ilgili tarımda çok büyük fırsat var. Kadının olmadığı bir tarım düşünemiyoruz. Kadın mutlaka işin içinde olmalı. Bu yüzden de kadın ve genç tarım girişimcilerine, çiftçi adaylarına çok büyük destekler veriyoruz. Bunları araştırsınlar ve mutlaka başvursunlar.”

 

 

Orman yangınları

 

 

Şu anda temmuz ayına giriyoruz, önümüzde iki kritik ay var ve temmuz – ağustos dönemleri sadece Türkiye için değil dünya için de orman yangınları konusunda çok hassas dönemler. Tarım ve Orman Bakanlığının bu yıl bu duruma hazır olduğunu belirten Bakan Yumaklı şöyle enteresan bir bilgi de verdi: Dünyada drone’ları ve insansız hava araçlarını yangın söndürmede ve önlemede kullanan ilk iki ülkeden biriyiz. Ayrıca akıllı gözetleme kulelerimiz de daha başlarken olağanüstü durumları tespit edebiliyor.

 

 

30 genç tarım girişimcisi

 

 

Bakan Bey daha dün 30 genç tarım girişimcisi ile buluştuğunu anlattı Sayın Bakan. Bunlardan biri Uluslararası İlişkiler mezunu çok parlak bir gençmiş. Avukat bir genç hanımla evlendiğini ve şimdi tarımı eşiyle birlikte yaptıklarını anlatmış. Bu gençlerle periyodik olarak buluştuğunu ve geri bildirim aldığını anlattı. O gençlerle de inşallah buluşacağız ve güzel haberlerini Türkiye gazetesi olarak vereceğiz.

 

Hatta Bakan Bey bu gençleri Avrupa’daki genç tarım girişimcileriyle buluşturmayı düşündüklerini de anlattı. Vizyoner bir proje. 

 

 

Neyle anılmak istersiniz?

 

 

Sayın Bakan’a şöyle bir soru sordum: “Bu göreviniz bittikten yıllar sonra yapmış olduğunuz ya da yapmakta olduğunuz hangi projeyle anılmak istersiniz?”

 

Bakan Bey’in cevabı hazırdı: “Kesinlikle Gıda Arzı Güvenliği’ni hayata geçiren bakan olarak anılmak isterim”

 

 

Gıda arzı güvenliği

 

 

Tüketicinin güvenilir gıdaya makul fiyatlarla erişebilmesi konusuna yoğunlaşacaklarını bildiren Yumaklı, üreticilerin güçlendirilmesi ve tüketicilerin korunması prensibini benimsediklerini söyledi. Gelecekte hepimizin en önemli meselelerinden biri de bu olacak gibi görünüyor.

 

 

Alo ben Tarım Bakanı

 

 

Kendisine sosyal medyadan en sert eleştirileri yapan bir genç tarım girişimcisi hanımefendinin telefon numarasını bulup, aradığını anlattı Sayın Bakan. Genç hanım çok şaşırmış. “Bir gün Ankara’ya, bakanlığa gel de bu eleştirilerini bana doğrudan söyle” demiş. Genç hanım da atlayıp gitmiş bakanlığa.

 

Bakan Bey “Benim yerime Tarım ve Orman Bakanı sen olsan neler yapardın?” deyince “Vallahi ben sizin yerinize geçmek hiç mi hiç istemezdim” cevabını vermiş. Ama eleştirilerini de takır takır Bakan Bey’in yüzüne söylemiş. Hatta bazı önerilerinin üzerine beraber çalışmak üzere sözleşmişler.

 

Bir de sosyal medyada “Ürettiğimiz mahsül elimizde kaldı” diyen bir genç hanımefendiye ulaşmış Sayın Bakan. Meğerse sorun şuymuş, genç kızımız küçük bir alanda sınırlı bir üretim yaptığından maliyeti yüksek gerçekleşmiş. Diğer çiftçiler daha büyük alanda üretim yaptığından genç hanımefendinin inemediği fiyatlara inebiliyorlarmış. Yani ölçek ekonomisi. Ama sosyal medyada bu haber “Tüm çiftçinin ürünü elinde kaldı” gibi pazarlanmış.

 

Ricası da şu Sayın Bakan’ın: Tarımı siyaset üstü tutalım. Bize de iletmek düşer.

 

Ben de şu dersi çıkardım bugünden. Tarım konusuna daha çok eğilmemiz lazım.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.