AKPM Türkiye Raporu ve teröre destek

Sesli Dinle
A -
A +
AKPM’nin Türkiye Raporundaki en acı gerçek teröre ve teröristlere verilen destek. Bu sert bir ifade olabilir, ama, ne yazık ki, gerçeği yansıtmakta.
 
İlk mesele terörle açık bağlantıları olduğu gerekçesiyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından AYM’de hakkında kapatma davası açılmış olan HDP’nin durumu. Açık söyleyeyim, ben, aynen Türk etnisitesine dayanan bir parti gibi Kürt etnisitesine dayanan bir partinin de bulunmasını Türkiye için biz kazanç sayıyorum. Kürt problemi siyaset yoluyla çözülecek. Demokratik siyasetin bir parçası olma ve her türlü görüşü siyaseten ifade etme imkânının bulunduğu bir ortamda şiddete son vermek ise demokrasinin ve ahlâkın gereği. Ne yazık ki Türkiye’de bu vuku bulmadı. HDP terörle açık bir ilişki içinde. Bu, Türkiye’yi HDP’ye karşı tedbir almaya itiyor. Özellikle Hendek Olaylarının gösterdiği üzere HDP’li belediyelerin PKK’ya destek vermesi sürpriz değil. İşte bu gerekçeyle birçok HDP’li belediye başkanına görevden el çektirildi. Yerlerine genellikle söz konusu yerleşim birimlerinin mülkî amiri olan kaymakamlar ve valiler kayyum olarak atandı.
 
Ne var ki rapor bu gerçeği görmezden geliyor. Sanki hiçbir problem yok iken iktidar anti demokratik bir adım atmış gibi yorum yapıyor. Şöyle diyor:
 
"Güneydoğu'da, 2019'daki yerel seçimlerden sonra görevlerinden zorla alınıp yerlerine hükûmet tarafından atanmış kayyumların getirildiği 48 belediye başkanı görevlerine iade edilmemiştir. Bu durum, yerel demokrasiye zarar verdiği ve seçmenlerin kendi seçimleri doğrultusunda temsil edilmelerini yok saydığı için ciddi bir endişe kaynağıdır. Venedik Komisyonunun, Mart 2019 Belediye Seçimlerinde altı belediyede, en fazla oyu alan Halkların Demokratik Partisi (HDP) adaylarına mazbata verilmemesi ve bunun yerine mazbataların ikinci sırada yer alan AK Parti adaylarına verilmesine yönelik kararları sorgulayan Haziran 2020 tarihli görüşüne ilişkin hiçbir eylemde bulunulmamıştır. Venedik Komisyonunun da vurguladığı gibi, seçilmiş kişilerin görevden alınması, makamlarını terör eylemlerini destekleyerek istismar etmelerini engellemek gerekçesiyle istisnai olarak gerekçelendirilebilir; ancak, seçimleri yeniden yapmadan, seçilmiş kişilerin yerlerine seçimi kaybetmiş adayların getirilmesi meşrulaştırılamaz."
 
Bu ifadeler bir taraftan söz konusu belediye yönetimlerinin terör örgütüyle ilişkilerini ihmâl ediyor diğer taraftan yanlış ve çelişkili bilgiler aktarıyor. Meselâ, HDP’lilere değil ikinci sıradaki AK Partililere mazbata verildiyse nasıl oluyor da 48 HDP’li belediye başkanı var oluyor? Keza, görevden alınanların yerine AK Partililerin atandığını söylüyor, oysa atananların çoğu devlet kadrolarında görev yapmakta olan mülkî idare amirleri. Terör örgütleriyle ilişki demokratik aktörlerin meşruiyet kaybına uğraması için yeterli. Hatta bunun için Türkiye’de olduğu gibi terörle yakın bir ilişki içinde olmak gerekmez. İspanya’da Batasuna Partisinin kapatılması olayının da gösterdiği üzere terörü kınamamak bile meşruiyet kaybı ve cezaî takibata uğratılmak için yeterli. Raporun bunu görmemesi çok ilginç! Bu hâliyle rapor PKK'ya destek veriyor...
 
Raporda bir diğer problem de FETÖ’ye ilişkin olarak beliriyor. FETÖ tipik bir terör örgütü değil, teröre de başvuran bir kült grup. Bir devlet içinde devlet veya bir paralel devlet yapılanması. Tüm sicili çeşitli suçlarla dolu ve bu suçlar 15 Temmuz darbe girişiminde zirveye ulaştı. Bu gerçeği görmek yerine FETÖ’den “Gülen Hareketi” adıyla meşru ve alenî bir hareketmiş gibi bahsetmek FETÖ’yü hiç tanımamak ve sebep olduğu tehlikeyi çok hafife almak anlamına gelir…
 
Ne yazık ki AKPM raporu, Türkiye hakkında bilgisizliğin ve ön yargıların cirit attığı bir metin.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.