Demokrasilerde darbe ve Almanya

Sesli Dinle
A -
A +

Demokrasilerin bazıları gelişmiş ve istikrarlı demokrasiler olarak kabul edilirken diğerleri istikrarsız ve gelişmekte olan demokrasiler olarak vasıflandırılıyor. Bu çerçevede, istikrarlı demokrasilerde darbe tehlikesinin hiç olmadığı var sayılıyor. Buna karşılık, gelişmekte olan demokrasilerde darbe âdeta sıradan bir olay olarak kabul ediliyor.

 

Ancak, demokrasi tarihi ve siyasetin genel özellikleri dikkate alındığında bunun büyük bir yanılgı olduğu ortaya çıkıyor. Darbe veya bürokratik vesayet her demokrasi için potansiyel bir tehlike. Gelişmiş ve kurumsallaşmış olması demokrasileri bu tehlikelerden tamamen azade kılmıyor. Bunun ana sebebi her ülkede geçici olan siyasetçilerden farklı olarak bulundukları mevkileri sürekli işgal eden memurların bulunması. Özellikle üst düzey bürokratlar -bilhassa askerler- kolayca ülkenin gerçek sahibi oldukları, ülkedeki tek ve gerçek vatanseverlerin kendileri olduğu, siyasetçilerin ülkenin karşı karşıya kaldığı tehdit ve tehlikeleri hiçbir zaman tam olarak idrak edemediği, hatta birçok durumda bilfiil bu tehdit ve tehlikelerin kaynağı olduğu ve ülkenin selameti için gereken her şeyi yapmaları gerektiği yolunda bir fikir geliştiriyorlar. Bu her demokratik sistemde karşımıza çıkıyor ve maalesef ortadan kaldırılması mümkün değil. Tehlike azaltılabilir, geriletilebilir, ama sıfırlanamaz.

 

Bu gerçeğin delili olarak 2021 yılı başında ABD’de gerçekleşen Kongre Baskını vakasına bakabiliriz. Kongre bir kısmı silahı gruplar tarafından işgal edildi. Bu sadece ABD'de değil tüm dünyada beklenmedik bir olay olarak karşılandı ve büyük şaşkınlık oluşturdu. Demokrasinin beşiği olarak görülen ve dünyaya demokrasinin koruyucusu ve yayıcısı sıfatıyla yön vermeye çalışan ABD yaşanan olaylarla derinden sarsıldı. Ne yapacağını şaşırdı. Hâlâ kafasını toparlayabilmiş değil. Bu yüzden olsa gerek ABD Başkanı Biden ikide bir ABD demokrasisinin tehdit altında olduğunu söyleyip duruyor...

 

Şimdi de Almanya’da darbe yapma peşinde koşan bir örgüt ortaya çıkarıldı. Resmî açıklamalara göre Almanya’da “İmparatorluk Vatandaşları” adıyla anılan bir yapılanma var. Bu örgüt darbe yaparak iktidarı ele geçirmeyi ve Alman imparatorluğunu tekrar kurmayı hedefliyor. Lideri Alman kraliyet ailesinden Prens 13’üncü Heinrich. Örgütün öldürülmesi planlanan isimlerden oluşan bir kara listesi mevcut ve iddiaya göre Başbakan O. Scholz da bu listede. Uzun süredir örgütü takip ettiği sanılan Alman istihbaratı artık örgüte darbe indirme gerektiği konusunda politik otoriteleri ikna etmiş olmalı ki on bir eyalette 3 bin polis tarafından 137 noktaya baskın yapıldı ve 50’den fazla kişi gözaltına alındı. Operasyon İtalya başta olmak üzere diğer bazı ülkelere de sıçradı. Örgütün üyeleri arasında emekli ve muvazzaf subayların da olduğu açıklandı. Verilen bilgiye göre örgütte yaklaşık 21 bin üye var ve bunların 2 binden fazlası şiddet kullanmaya yatkın ve hazırlıklı. Almanya bu örgütü terör örgütü olarak adlandırdı ve üyelerine terörist muamelesi yapılacağını açıkladı. Buna göre bu kişiler “terör örgütü mensubu” olarak yargılanacaklar. Almanya Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser örgütle ilgili olarak şunları söyledi: “Bu tür girişimlere karşı hukukun üstünlüğünü savunarak harekete geçiyoruz. Bu sert tavrımızı sürdürmeye devam edeceğiz.”

 

Hem ABD hem de Almanya istikrarlı ve gelişmiş demokrasiler sayılıyor -veya sanılıyor- ama görüldüğü gibi darbe tehdidinden tamamen emin olamıyor. Demokrasinin de diğer sistemler gibi korunmaya ihtiyacı var; özellikle de darbelere ve darbecilere karşı. Ne var ki iş kendilerine gelince çok hassas kesilen AB ve ABD darbe başka yerlerde -meselâ Türkiye’de- olunca çelişik tavırlar takınmaktan geri kalmıyor…

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.