Ekşi Sözlük vakası

Sesli Dinle
A -
A +
İfade özgürlüğü temel insan hakları arasında en başta gelenler arasında yer alır. Bunun sebebi, kendisinin bizatihi taşıdığı öneme ilaveten, bir kavşak özgürlük olmasıdır. İfade özgürlüğü ile mülkiyet hakkı başta olmak üzere tüm diğer hak ve özgürlükler arasında kopartılamaz bağlar vardır. İfade özgürlüğünden diğer hak ve özgürlüklere bir hat çekilebileceği gibi diğer hak ve özgürlükler de ifade özgürlüğünde buluşabilir.
 
Ancak bu ifade özgürlüğünün hiç tartışma konusu olmadığını göstermez. Meselâ mülkiyet hakkı ifade özgürlüğüne nispetle daha yaygın ve daha kolay kabul görür. Buna karşılık ifade özgürlüğünün ne olduğuna ve neleri kapsadığına (dolayısıyla neleri kapsamadığına) dair tartışmalar hep yapılageldi. Bundan sonra da böyle olacağına kuşku yok.
 
Konvansiyonel medyanın, yani kâğıda basılı yayın organlarının, bilhassa gazetelerin, ifade özgürlüğüne ve bunun sınırlarına ilişkin epeyce yaygın bir konsensüs olduğu söylenebilir Gazetelerin kasıtlı yalan haber yapması, kötü sonuçlara yol açan uydurma haberler yayması, iftiralar atması ifade özgürlüğü sınırları içinde görülmesi zor şeylerdir. Gazetelerin sorumluluğu ve sorumlu kişilerin kimler olduğu da bellidir. Bu çerçevede, bir gazetenin yukarıda sayılan şeylerden birini yapması durumunda hem bunu yapan kişinin kendisi hem de gazetenin sorumlu yazı işleri müdürü sorumluluğu üstlenmek ve söz gelimi ceza davalarını göğüslemek zorundadır.
 
Buna karşılık, sosyal medyada durum tam olarak böyle değil. Sosyal medya hizmetini sağlayan kimseler içerik üretmiyor, içerik üretme platformu sağlıyor. Sosyal medyada sorumlu bir yazı işleri müdürü yok. Sosyal medyada üretilen içerik miktarı konvansiyonel medyada üretilenlerle karşılaştırılamayacak kadar fazla. O kadar ki, çoğu durumda, platformun sahibinin veya idarecisinin dahi onları tam olarak takip etmesi çok zor. Ayrıca, insanların sahte veya anonim isimlerle hesap açabilmesi ve işletebilmesi de ilave güçlüklere yol açmakta…
 
Sayılan tüm problemler Türkiye’deki yaygın kullanıma sahip platformlardan Ekşi Sözlük’te boy gösteriyor. Binlerce maddesi olan bu sözlükte iyi şeylerle kötü şeyler iç içe. Platform bir taraftan insanlara ihtiyaç duydukları bilgiyi sağlayan, faydalı ve gerçekten ilgilenenlere hizmet teşkil ettiği söylenebilecek girişlere sahip bir taraftan da bazı hesapların işi gücü insanlara veya kurumlara sövmek, hakaret etmek, yalan söylemek ve hatta iftira etmek. Bu yüzden platform hakkında şikâyetler ve platformu kapatma çağrıları hiç eksik olmuyor. Nitekim deprem sonrasında TSK askerlerinin hırsızlık yaptığını iddia eden metinlerin sözlüğe girmesi bardağı taşıran son damla oldu ve sözlüğe toplu erişim yasağı getirildi. Bu yasağı yanlış bulanlar da oldu doğru bulanlar da.
 
Bence sözlüğe toplu erişim yasağı getirmek, bu yasağın ne kadar uygulanabileceği tartışması bir yana, yanlış. Bu, tabiri caizse, pireye kızıp yorgan yakmaya benziyor. Oysa, bence, yapılması gereken, problemli girişleri yapanlarla tek tek uğraşmak, toplu engellemelerle kötülere iyileri kurban etmemek. Suç teşkil ettiği düşünülen hesapların sahipleri hakkında hukuka başvurmak. Bunu söylerken sözlüğün özellikle deprem döneminde yoğun dezenformasyona alet olmasını ve insanlara sayıp sövmesini onayladığım zannedilmesin. Demek istediğim sadece ortada yanlış varsa bu yanlışı yapanın üzerine gitmek ve genel bir erişim yasağı getirmemek. Bunun çeşitli zorluklarının olduğunun elbette farkındayım. Ancak, zorluklarına rağmen toptan engelleme yerine bu yola başvurursak zaman içinde konvansiyonel medyada olduğu gibi sosyal medyada da kurallar gelişecek ve yerleşecektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.