Haklar her şeyden önce insanlara mahsustur. Bu yüzden, hak deyince akla gelmesi gereken, insan hakları. İnsanlar tüm insan haklarına sahip olarak dünyaya gelir. Bu açıdan insanlar arasında dinlerine, dillerine, cinsiyetlerine, etnisitelerine ve sosyal ve ekonomik statülerine bağlı değişiklikler olamaz. Buna karşılık, hayvan hakları deyince, genel bir hak kategorisinden ziyade, sadece belli hayvanlara atfedilen, konumuz çerçevesinde ise, daha çok sokak köpeklerine ait olduğu iddia edilen haklar akla gelmekte.
İnsan akıl ve irade sahibi bir varlık. İnsan ahlâk ve hukuk kuralları üretir. İnsan doğal değil toplumsal bir düzen içinde yaşar. Hakların ana kaynağı bunlar. Ancak, hayvanlar ne akla ne de iradeye sahip; ne ahlak ve hukuk kuralları oluşturma ne de bir düzen ortaya çıkarma kabiliyetine malik. Ayrıca, insanlar yapıp ettiklerinden sorumlu tutulabilir. Hayvanlar ise böyle bir mesuliyete muhatap kılınamaz. Oysa, hak sahibi olacak bir özne mutlaka davranışlarından sorumlu tutulabilmeli.
Hayvanlar âleminde zaten çoğu yerde ve zamanda şiddete dayalı bir ilişkiler ağı var. Hayvanlar hem kendi hemcinslerine hem de diğer türlere zarar verici davranışlar gerçekleştirebilir. Bazı hayvanların kendi türünden olanlara saldırabildiği, hatta kendi yavrularını dahi yiyebildiği bilinmekte.
Hayvan hakları deyince kavramı kullananların aklına genellikle sokak köpeklerinin hakları geliyor, oysa, mesela sivrisinekler, kuşlar, fareler de birer canlı türüdür ama hiç kimse onların haklarından söz etmez. Haklar genel bir kategoriyse bütün hayvanları kapsamalı, değilse zaten hak adını almamalı. Sadece belli hayvanlara atfedilen haklara hak değil bir tür imtiyaz demek daha doğru olur.
İnsanlar bazı hayvanları çoğu zaman yok etmek mecburiyetinde. Aksi takdirde, ağır problemlerle karşılaşabilirler. Sıtma bulaştıran sivrisineklerin, kuş gribi taşıyan kanatlıların, kuduz bulaştıran kedi-köpeklerin vs. öldürülmesi kimsenin dikkatini ve ilgisini çekmiyor. Hayvanlar insanlar tarafından sürekli yeniyor; inekler, koyunlar, tavuklar ve balıklar gibi. Hiç kimse veya insanların çoğu bunu garipsemiyor. İnsanların hayatta kalması ve refah seviyesi bununla da bağlantılı. Hatta belli hayvanlar sırf yenilmek ve yararlanılmak için insanlar tarafından üretiliyor ve çoğaltılıyor. Bazı yerlerde korunan hayvanlar başka yerlerde sofralara konabiliyor. Söz gelimi köpek bizde neredeyse "kutsanan" bir hayvan; ama Çin’de insanlar köpek eti yiyor. Bazı durumlarda hayvanlar dinî amaçlarla kurban ediliyor… Hayvan hakları görüşünde ısrar etmek ve fazla ileri gitmek sonunda insanları bu pratiklere de karşı çıkmak mecburiyetinde bırakabilir.
Tartışılan şeyin tüm hayvanlar veya tüm köpekler değil sadece sahipsiz, başıboş sokak köpekleri olduğunun altı çizilmeli. Bu çerçevede, bazılarının iddia ettiği gibi, tüm sokak köpekleri önce sahiplenilmiş sonra terk edilmiş değil. Sokaklarda doğan ve büyüyen köpekler de var. Vahşilikleri de bu köpeklere insanlar tarafından öğretilmedi, doğalarının bir sonucu.
Köpeklerle ilgili olarak bu tartışmanın yapılmasının ana sebebi köpeklerin insanlara zarar verme kapasitesi ve potansiyeli. İnsan hayatı kutsaldır ve diğer tüm canlıların hayatından önce gelir. Her yıl yüz binlerce köpek saldırısı oluyor ve binlerce insan yaralanıyor. Bu saldırılarda, özellikle çocuklar ve yaşlılar hayatını kaybediyor. Bunları hayvan hakları vardır veya tabiatta canlılar arasında bir denge mevcuttur bahanesiyle görmezden gelmek ve köpeklere hak vermek sağlıklı bir tutum olamaz.
Sahipsiz, sokakta yaşayan köpekler problemi en kısa sürede çözülmeli. Hayvan hakları gibi aslı astarı olmayan kavramların arkasına sığınarak çözüm engellenmemeli. Aksi takdirde, problem her geçen gün büyüyecek ve topluma maliyeti her bakımdan artacak.
Ağzınıza sağlık hocam. Önce insan
Evrensel hukukta Hayvan hakları diye bir kategori var mıdır bilmiyorum ama İslâmiyyette hayvan hakları vardır. [Hayvan hakkı, insan hakkından, kâfirin hakkı da, hayvan hakkından daha büyük günahtır. (dinimizislam.com) İcabında ise zararlı hayvanlar işkence ve eziyet etmeden itlaf edilebilir...