Instagram yasağı neden yanlış?

A -
A +

Türkiye sosyal medya platformu Instagram’a erişim yasağı uygulamaya başladı. Bu, hâliyle, sosyal medya ve ifade özgürlüğü tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Toplumun bir kesimi, Instagram’ın yanlışlarını hiç dile getirmeksizin, yasağı eleştirdi, bu yasağın sansür uygulama anlamına geldiğini ve ifade özgürlüğüne aykırı olduğunu ileri sürdü. Başka bir kesim ise asıl sansür uygulayanın Instagram olduğunu söyleyerek, sosyal medyanın özelliklerine dikkat etmeksizin, Türkiye’nin yaptığını haklı, gerekli ve işe yarar buldu.

 

Tartışma, HAMAS’ın siyasi lideri Heniyye’nin İsrail tarafından alçakça bir suikast ile öldürülmesine tepki olarak Heniyye ve Filistin lehine paylaşımların ve başsağlığı dileklerinin Instagram tarafından engellenmesi, hata silinmesi üzerine ortaya çıktı. Instagram’ın bu tutumundan rahatsız olan Türkiye uygulamaya ulaşımı engelledi. Instagram’ın bu tutumuyla eski ve henüz tam olarak çözülmemiş problemleri de karıştırarak, bu dev sosyal medya platformunun Türkiye kanunlarına uymakta isteksiz olduğu ve mesela vergi ödemekten kaçındığı yolunda, çoğu haklı şikâyetlerde bulundu.

 

İfade özgürlüğü bir klasik insan hakkı. Sosyal medya ve ifade özgürlüğü problemi ise nispeten yeni. Bu konuda henüz tam olarak belli ve oturmuş kurallar yok. Sosyal medya platformları, meselâ AB gibi, güçlü ve kendi kültürüne yakın gördüğü Batılılara karşı uyumlu ve itaatkâr davranmaya çalışırken Türkiye gibi nispeten zayıf ve başka kültür kodlarının egemen olduğu ülkelere karşı kayıtsız hatta buyurgan. Değerli yüksek lisans öğrencim Tuğba Pusa bu konuda çok başarılı bir çalışma yaptı. Yakında Liberte Yayınları tarafından basılacak olan bu eser meseleye bakışta okuyucusuna yeni ufuklar kazandıracak nitelikte. Pusa ayrıca konu hakkında güncel bir gazete yazısı da yayınladı.(*)

 

İfade özgürlüğü, genel olarak devlet ile vatandaşlar arasındaki ilişkiler çerçevesinde ele alınır. Devletin vatandaşların görüş ve kanaatlerini açıklamasını engellemesi ifade özgürlüğüne aykırı görülür. Bu çoğu zaman böyledir. Ama sosyal medya olayı başka boyutlar taşıyor. Her şeyden önce bunlar özel şirketler. İkincisi, bu platformlarda hesap açıp açmamak tamamen bireylerin inisiyatifine bağlı. Hiç kimsenin bir hesap açmak için zorlanması söz konusu değil. Üçüncüsü, bu platformların alternatifleri var. Nitekim bazı insanların hemen her platformda bir hesabı varken bazı insanlar ise sadece tek platform üzerinden paylaşım yapmakta. Dolayısıyla, burada karşımıza çıkan sorun özel şirketlerin yayını veya paylaşımı engellemesinin bir ifade özgürlüğü ihlali teşkil edip etmeyeceği. Dördüncüsü, bu yasağın Instagram’la aynı şekilde düşünmeyen hatta Türkiye hükûmetinin endişelerini ve eleştirilerini paylaşanların da bir anlamda cezalandırılması anlamına geleceği. Beşincisi, yasağın, Instagram’ı, deyim yerindeyse, dize getirip getirmeyeceğinin şüpheli olması. Bütün bu sebeplerle Instagram’a erişim yasağı koymanın hatalı bir tutum olduğu kanaatindeyim.

 

Türkiye’nin Instagram’a yönelik eleştiri ve endişelerinin çoğuna katılıyorum. Ancak, bu sorunları çözmenin yolu, sosyal medya platformuna erişimi genel olarak engellemek olamaz. Başka çözüm yolları aranmalı ve bulunmalı.

 

*https://gazetebirlik.com/yazarlar/ifade-ozgurlugu-ve-sosyal-medya-instagrama-erisim-engeli-853/

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Fatih 8 Ağustos 2024 19:37

Haklısınız. Bu bakış açısıyla eleştiri getiren tek yazı bu yazı. Kapatılma gerekçesi katalog suçlar ise katalog suçların ne olduğu hala açıklanmadı. Hükümetin gerçek gerekçesi bu olsaydı bu konuyu kapatmak yerine açıklardı. Bu demek oluyor ki kapatılma gerekçesi sosyal medya şirketlerinin sansürü. Sosyal medyaya bu gerekçeyle tamamen erişim engeli getirilmesi ne BTK'nın yetkisinde ne de bu karar mahkemede karar sonucunda bile çıksa ölçüsüz. Toplumumuz milletimiz istiyor diye bu araçları kapatmak var olan sorunları çözmez.

Ali 7 Ağustos 2024 16:57

Atilla Hocam, yazınız özgürlükçü bakış açısı ile tutarlı, fakat sosyal medya şirketlerinin faaliyet gösterdikleri ülkelerin yasalarına uyma zorunluluğu bağlamında bir görüş beyan etmemişsiniz, daha sağlıklı bir kanaate varmak için bu hususun da dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.

Recep oþo 7 Ağustos 2024 16:50

Kuralları şirketler değil ülkeler koyar uymazlarsa kapatılsın özgürlük onlara özelmi işine geleni yayinla yoksa sansürle bunlara taviz verilmesin

Muhsin Sav 7 Ağustos 2024 14:19

Hocam, aynı şekilde düşünmesek de haklı olabilirsiniz.Ama bu duruma kayıtsız da kalınamazdı.