Karabağ ve uluslararası medyanın çarpıtmaları

Sesli Dinle
A -
A +
Karabağ’da Azeri güçleri bir ‘terör’ operasyonu yaptı. Silahlı Ermeni çetelerini ve Ermenistan ordusunun muhtemel uzantılarını tasfiye etmeye yönelik bu operasyon başarıyla tamamlandı. Karabağlı Ermenilerin silah bırakmayı kabul etmesi üzerine bir ateşkes ilan edildi. Ermeni toplumu temsilcileri ile Azeri tarafı arasında görüşmeler başladı.
 
Bu gelişme üzerine bazı Karabağ Ermenileri topraklarını terk etmeye ve Ermenistan’a geçmeye karar verdi. Yaklaşık beş bin kişi bunu gerçekleştirdi. Ayrıca, kalan Ermenilerin de ciddi insani yardıma ihtiyaç duyduğu beyan edildi. Kızılay ve Kızılhaç gibi uluslararası yardım kuruluşlarına ilaveten Azerbaycan’ın kendisi de bölgeye insani yardım göndermeye başladı.
Hâliyle bu olay dünya medyasına da yansıdı. Gelgelelim, uluslararası medyada bariz ve cüretkâr bir taraflılık göze çarptı. BBC World News ve El Cezire gibi televizyonlarda sanki yaşananların bir tarihi yokmuş ve tüm sorumluluk Azerbaycan’daymış gibi haberler yapıldı. Vakayı yorumlayan isimler de genellikle olan bitene Ermenistan ve Emeniler açısından yaklaşan isimlerdi. Üzerinde durdukları sadece Karabağ Ermenilerinin insani bir felaketle karşı karşıya kalabileceğiydi...
 
Önce bir noktayı vurgulamak isterim. Sivil ve masum insanların bu tür çatışmalarda zarar görmesi maalesef ilk defa karşılaşılan bir durum değil. Azerbaycan sivil Ermenilerin zarar görmemesi için gerekli tüm tedbirleri almak zorunda. Takip ettiğim kadarıyla da yaptığı açıklamalar ve attığı adımlar makul ve mutedil. Azerbaycan, Karabağ Ermenilerinin Azerbaycan vatandaşı olarak muamele göreceğini ve tüm hak ve özgürlüklere eksiksiz olarak sahip olacağını beyan etmekte. Karabağ’a insani yardım konvoyları göndermekte.
 
Karabağ uluslararası anlaşmalara göre Azerbaycan toprağı. Dolayısıyla, Azerbaycan’ın siyasi egemenliği altında. Bu gerçek Sovyetler Birliği’nin dağılması sırasında hazırlıklı olan ve silahla tüm bölgeyi ele geçiren Ermenistan ve Ermeni çeteler tarafından görmezden gelindi. Karabağ yaklaşık otuz yıl bir tür işgal altında kaldı. Kötü dramlara sahne oldu. Meselâ
Hocalı’da çok sayıda sivil ve silahsız Azeri çok kötü şekilde katledildi.
 
Bölgede yaşamakta olan Azeriler yalın ayakla topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Azerbaycan’ın Karabağ etrafındaki tüm toprakları Ermenistan tarafından işgal edildi. Bu, sürdürülemez bir durumdu. Azerbaycan’ın bu işgali kabul etmesi beklenemezdi. Sorunun barışçıl yollarla çözümü için harcanan tüm çabalar da boşa çıktı. Ermenistan ve Ermeni çeteler durumdan memnundu.
 
2020’de Ermenistan’ın saldırganlıkları üzerine başlayan savaşta Azerbaycan Ermenistan’ı yendi, işgal altındaki topraklarını ve Karabağ’ı büyük ölçüde kurtardı. Ancak, varılan anlaşmalar Karabağ Ermenileri tarafından fiiliyatta tanınmadı. Ermenistan’ın da desteğiyle çeteler kuruldu ve silah yığınakları yapıldı. Bu çetelere karşı operasyon yapmak egemenlik hakkının sahibi olarak Azerbaycan için hem bir görev hem de bir haktı. Bu gerçekleşti. Karabağ’ın Azeri torağı olduğu ve Azerbaycan’ın siyasi egemenliği altında bulunduğu kabul edildikten ve bölge silahlı Ermeni çetelerinden arındırıldıktan sonra şimdi Ermenilerin statüsü tartışılabilir. Nasıl bir çözüme ulaşılacak olursa olsun, Azerbaycan’ın siyasi egemenliğine ve Ermeni toplumunun haklarına saygı gösterilmesi gerektiği açık.
 
Ne var ki uluslararası medyanın en azından bir bölümünde sanki Azerbaycan haksız ve gereksiz yere Karabağ’da operasyon yapmış ve insani bir felaketin doğmasına gidebilecek bir yolu açmış havası hâkim. Oysa, gerçekler çok farklı. Bu gibi durumlarda insan iyi ki TRT World var ve yayında demeden edemiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.