Kızılcık Şerbeti’nde ne yanlış?

Sesli Dinle
A -
A +
Show TV’nin sevilen ve çok izlenen dizisi Kızılcık Şerbeti ciddi bir tartışmaya yol açtı. Bazı vatandaşlar dizide dindarların ve dindar hayat tarzının alenî bir şekilde aşağılandığını ileri sürdü ve dizinin engellenmesi için RTÜK’e müracaat etti.
 
RTÜK vatandaşların başvurusunu haklı bularak kanala yayını durdurma cezası verdi. Bu karara karşı kanal tarafından yapılan yürütmeyi durdurma talebi Ankara 23. İdare Mahkemesi tarafından reddedildi ve dizinin geçen cuma günkü bölümü yayınlanamadı.
 
Dizi esas itibarıyla bir laik ve bir dindar aile etrafında dönüyor. İki tarafın oğlu ve kızı arasında yaşanan evlilik dışı bir ilişkide kızın hamile kalması üzerine alelacele bir evlilik yapılıyor. Böylece farklı kültürlere sahip iki aile bir araya gelmiş oluyor. Bu, hâliyle, şaşırtıcı olmayacak şekilde, çeşitli gerilimler doğuruyor. Başlangıçta bu tema hayli başarılı şekilde işleniyordu ama ilerleyen bölümlerde dizi aşağı yukarı tamamen dindar ailenin mensuplarının ne kadar anlayışsız, baskıcı ve insafsız olduğu teması üzerine kurulmuş bir diziye dönüştü. Meselâ dindar ailenin kızı rızası dışında, görücü usulüyle evlendirildi. Kızın bilgisi ve izni dışında, âdeta şimşek hızıyla nikâhı kıyıldı. Hem annesi hem babası kızın memnuniyetsizliğini bildiği hâlde onu bu nikâha mecbur bıraktı.
 
Kızın yine dindar bir ailenin mensubu olan ve eşiyle yine bir bakıma rızası dışında evlendirilen kocasının anlayışsızlığı ve hoyrat davranışı sonucu kız bizzat tırmandığı pencereden damadın itmesi sonucu düştü ve ölümden döndü. Keza dindar ailenin oğlunun eşi olan ve diş hekimliği eğitimi alan gelinin staj yerinde erkek hastalarla muhatap olmasını önlemek için eşi tarafından klinik bir anlamda rüşvetle satın alındı…
 
Hemen belirtelim ki bu tür “aşırı” -yani anlayışsız, kişinin iradesini hiçe sayıcı ve dayatmacı- davranışlar dindar veya seküler fark etmeksizin toplumun her kesiminde boy gösterebilir. Nitekim, seküler ailelerde de üç aşağı beş yukarı bu tür sorunların yaşandığını bilmekteyiz. Ancak, bunun şu veya bu kesime mahsus ve genel bir davranış standardı olarak sunulması yanlış. Diğer taraftan, dizinin esasen sadece dindarların ne kadar insafsız ve dayatmacı sekülerlerin ise ne kadar müsamahakâr ve anlayışlı olduğu üzerine kurulması da problemli bir yaklaşım.
 
Örneğin seküler ailedeki öğretmen anne gayet kurallı ve hiç haksızlık yapmayan bir tip olarak sergileniyor ve tamamen bağnazlıktan uzak gösteriliyor. Oysa dindar kesim gibi seküler kesimin de bağnazlıkları var. Meselâ ideolojik bir tartışmaya girilseydi seküler kesimin dünyevi bir dine ölümüne bağlı olduğu, dinine ve sembollerine, ritüellerine yönelik en küçük eleştirileri bile şiddetli bir reaksiyonla karşıladığı görülecektir. Keza, seküler annenin evlilik dışı hamile kalmış olan kızını kürtaj olmaya zorlaması da dizide gerilerde kalmış bir dayatma örneği olarak görülebilir…
 
Bütün bu problemlerine rağmen dizinin yayınının engellenmesinin yanlış olduğu kanaatindeyim. Eminim dizinin senaristleri toplumsal tepkileri gözeterek senaryoda gerekli değişiklikleri ve düzeltmeleri yapacaklardır. Nitekim bunun işaretleri de gelmeye başlamıştı. Bu tür meselelerde bu yolla ilerlemek daha makul ve topluma daha faydalıdır. Böylece toplumsal kesimler birbirleriyle temas kurmuş ve karşılıklı hassasiyetlerini öğrenmiş olur. Keza başka yönetmen ve yapımcılar da seküler kesimin bağnazlıklarını yansıtan bir film veya dizi çekebilir. Onlara da benzer tepkiler gelebilir ve onlar da tepkileri dikkate almak mecburiyeti hisseder...
 
Umarım bu dizi etrafında yapılan tartışmalar herkes için bir ders olur ve insani bağnazlıkları, dayatmaları yansıtan bu tür diziler tek taraflı çekilmez.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.