Öcalan, Kürt problemi ve antidemokratik cumhuriyet

A -
A +

Öcalan’ın 27 Şubat açıklamasında Kürt probleminin nereden kaynaklandığına ilişkin tespitler var. Bu husus çok önemli. Problemin kökleri ve ardında yatan sebepler bilinmezse çözüm de geliştirilemez. Ne var ki, Türkiye’de meseleyle ilgili tartışmalarda bu gerçek çoğu zaman göz ardı ediliyor ve daha ziyade PKK’nın doğuş tarihi problemin başlangıcı olarak alınıyor. Oysa, PKK, Kürt problemini oluşturmuş olmaktan ziyade geniş anlamda Kürt probleminin sonuçlarından biri. Problemin kökleri ve temelleri daha eskilerde yatıyor.

 

Osmanlıda da Kürt isyanları olmuştu. Ancak, o dönemdeki isyanlar ile cumhuriyet dönemi isyanları arasında temel nitelikler bakımından birçok fark var. Bu yüzden, bu konu özel ilgiyi hak ediyor. Öcalan’ın sözleri bu konuda bize bir yol gösteriyor; problemin köklerinin tek tip cumhuriyet anlayışında ve uygulamasında yattığını dile getiriyor.

 

Öcalan şöyle diyor:

 

Kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir. Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmıştır. Günümüzde çok kırılgan hâl alan tarihsel ilişkiyi, kardeşlik ruhu içinde inançları da göz ardı etmeden yeniden düzenlemek esas görevdir... Demokratik toplum ihtiyacı kaçınılmazdır. Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nın; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır.”

 

Bu sözler Kürt probleminin tek tip, dayatmacı ve antidemokratik cumhuriyet anlayışından ve uygulamasından kaynaklandığını dile getiriyor. Bu noktanın pek görülmemesi ve neredeyse hiç dile getirilmemesi çok ilginç.

 

Bir imparatorluktan bir cumhuriyete geçme iddiasıyla yola çıkan rejim ne yazık ki başlangıçta reddettiği ve yıktığı siyasi rejimden çok daha mütehakkim ve baskıcıydı. Bu baskılar, kaba tabirle “toplumu adam etme”, savunucularının lisanıyla “toplumu modernleştirme” amacıyla yapıldı. Uygulamalardan hemen hemen tüm toplum kesimleri zarar gördü. En çok zarar görenler arasında Kürtler başta gelmekteydi.

 

Tek parti diktatörlüğünde Kürtlerin etnik bakımdan farklı bir halk olarak varlıkları reddedildi. Bu ret politikası bir bilinçli Türkleştirme çabasıyla takviye edildi. İnsanlara zorla “Ne mutlu Türk'üm diyene” dedirtildi. Kürt dilinin toplumsal hayatta kullanımı yasaklandı. Eğitim tamamen Türkçeye dayandırıldı. İsyan ettikleri gerekçesiyle Kürtlere yönelik vahşi katliamlar gerçekleştirildi. Bazı Kürtler topraklarından zorla söküldü ve sürgüne yollandı... Bütün bunlar tek partili antidemokratik cumhuriyet döneminde vuku buldu. Siyasi olarak sorumlusu CHP ve CHP ileri gelenleriydi. Ne var ki bu gerçek bugün ya unutuldu ya da görmezden gelinmekte...

 

Demokrasiye geçilmesi hayatın her alanında olduğu gibi Kürt probleminde de bir yumuşamanın ortaya çıkmasına sebep oldu. Kürtler de siyasi süreçlere katıldı. Seçen ve seçilen oldu. Ne var ki, demokratikleşmede ve ona paralel olarak Kürt probleminde yumuşama sınırlı ve yavaş oldu. Bunun ana sebebi ülkede kurulan ideolojik hegemonya ve vesayet düzeniydi. Bu düzen içinde tek parti cumhuriyeti zihniyetine sahip askerler siyasi iktidarı sınırladı ve önünü kesti. Bu yüzden, Kürt probleminde de yavaş yavaş mesafe alınabildi. İlerlemeler en geniş çapta AK Parti iktidarları döneminde vuku buldu. Başka bir deyişle, demokrasi geliştikçe Kürt problemi de çözüm yolunda ilerledi. Tek parti cumhuriyeti zihniyeti ne kadar geriletilebildiyse problemin çözümü yolunda o kadar ileri gidilebildi.

 

Kürt problemine gerçek bir çözüm arayabilmek ve geliştirebilmek için problemin köklerinin tek parti cumhuriyeti politikalarında ve zihniyetinde yattığı gerçeğinin kabul edilmesi ve ona göre davranılması şart.

 

 

 

Atilla Yayla'nın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Yörük Hoca 8 Mart 2025 10:18

Sn. Yazar, Kürt problemi diyorsunuz... Laz problemi diye birşey var mıdır?! Kürtçülük yapmak kimseye fayda getirmez.