Önce bir noktanın altını kalınca çizmekte fayda var. Tartışılan konu insanlar ve hayvanlar arasındaki değil, insanlar ile sokak köpekleri arasındaki ilişki. Genel olarak hayvanlardan bahsedilseydi, mesela insanların ayılarla, farelerle, sivrisineklerle, yılanlarla vs. ilişkisinin de ele alınması gerekirdi. Oysa gündemde olan tüm köpekler dahi değil, sahipsiz olan, tasma altında bulunmayan, yani sokakta yaşayan köpekler. Bunun da sebebi bu hayvanların insanlara çok yakın yaşamalarına rağmen yırtıcı karakterlerini korumaları, insanlara zarar verecek güce sahip olmaları ve vermeleri. Nitekim her yıl ülkemizde binlerce kişi sokak köpeklerinin saldırısına uğramakta ve ölümden sakat kalmaya kadar uzanan zararlar görmekte. Köpekler ayrıca birbirlerine de zarar verebilmekte.
İnsanların sokak köpeklerinden zarar görmesi doğal olarak bu hayvanların kontrol altına alınmasını gündeme getirmekte. Tartışmaların genel çerçevesi bu. Ne zaman biri bu sorunu dile getirse bazıları radikal ve saldırgan bir tavır takınıyor. Köpek saldırılarını ve yaralanan insanların yürek burkucu durumlarını ya görmezden geliyor ya da aslında bunun, nasıl oluyorsa, köpeklerin değil insanların eseri olduğunu öne sürüyor.
Bu tuhaf ve gayriinsani bir tutum. İnsanlara zarar veren her ne ise o şeyin gündeme alınmasından daha olağan ne olabilir? Böyle yapan kimseler, Allah korusun, muhtemelen, kendileri veya bir sevdikleri benzer bir saldırıya uğrayana kadar bu tavrı takınmaya devam edecek. Akılları başlarına ancak böyle bir saldırıdan sonra, umulur ki, gelecek. Oysa insan her şeyden önce gelir. İnsana zarar veren durumların mutlaka önlenmeye çalışılması icap eder.
Diyelim ki insanların da, sahiplendikleri köpekleri daha sonra sokaklara atmaları yüzünden, soruna katkıları var. Bu neyi değiştirir ki? Böyle olması soruna karşı tedbir alma mecburiyetini ortadan kaldırmaz. Yalnızca bize meselenin bu kısmını ihmâl etmememizi hatırlatır. Ayrıca, tedbir alınmasından bahseden insanları merhametsizlikle suçlamak da tuhaf. Asıl merhametin köpeklerden çok onlardan zarar gören kadınlara, çocuklara karşı gösterilmesi gerekmez mi?
Sokak köpeklerinin verdiği zararları dile getiren benim gibi kimseleri veya önlenmesi için çaba sarf eden ve çağrıda bulunan insanları hayvan düşmanı olarak etiketlemek de ucuz demagoji. Hayvanlar sadece köpeklerden ibaret değil. Ancak, tartışılan sokak köpekleri, çünkü insana zarar verme potansiyeline sahipler. Mesela sokak kedilerinden veya kuşlardan aynı ölçüde rahatsızlık duyan insanların sayısı karşılaştırılamayacak kadar az. Bunun nedeni kedilerin ve kuşların insanlara köpekler gibi ağır zarar verme potansiyelinin olmaması. Bu yüzden, sokak köpeklerine karşı tedbir alınmasını isteyenlere genel olarak hayvan düşmanı etiketini yapıştırmak çok yanlış ve çirkin bir tavır. Böyle yapanların, kendilerinin insanlık düşmanı olduğu yolundaki bir suçlamaya hazır olmaları gerekir. Aslında bazılarının insanların yaşadığı acılara kayıtsız kalması ve hiç gündemine almaması da bu suçlamanın bir bakıma ve bir dereceye kadar doğru olduğunu gösteriyor denebilir.
Köpeklere kaşı nasıl tedbir alınacağı elbette tartışmaya açık. Kimse hayvanlara eziyet edilmesini istemiyor. Ne var ki sokakların köpeklerden arındırılması ve insanların köpek saldırılarından korunması şart. Bu ciddi sorun görmezden gelmekle yok edilemez. Ayrıca, sokaklar insanların oluşturduğu mekânlar, dolayısıyla sokak köpeklerine yaşama imkânını da insanlar vermiş oluyor. Yani sokakların hayvanların doğal yaşama ortamı olduğu görüşü temelsiz.
Sokak köpeklerinin sahiplendirilmesi, sahiplendirilemeyen hayvanların barınaklarda toplanması ve üremelerinin önlenmesi için kısırlaştırılması, bulaşıcı hastalık taşıyan tedavisi imkânsız köpeklerin itlaf edilmesi bu sorunu çözmek için yapılabilecekler arasında görünüyor.
Mecliste 27 Vekilin Köpek'ler için mama yapan "Mama Fabrikaları" olduğu doğru mu ? 1) Kim bu Vekiller? 2) Mama Lobilerini bu Vekiller mi yönetiyor? 3) Bunların zenginleşmesi için mi evlatlarımız ölüyor?
YASA ÇIKTI KARDEŞİM toplasaniza bu sokak köpeklerini kardeşim..!! Memleket tamamiyle Muz Cumhuriyetine döndü, inanilmaz bir şey!! Yasayi uygulayan yok, uygulamayani denetleyen, cezalandiran yok!! Nerede bu ülkenin Yasama, Yürütme ve Yargi organlari..!!
BELEDİYELERİN SOKAK KÖPEKLERİNİ TOPLAMAMASININ SONUCU BUDUR İŞTE!! Türkiye kuduz için ‘en riskli ülkeler’ kategorisine alındı. Eskişehir’de ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi’nin (CDC) Türkiye’yi kuduz için ‘en riskli ülkeler’ kategorisine aldığı belirtildi.