Piyasa ekonomisi bir taraftan anlaşılması ve kabullenilmesi zor, diğer taraftan birçok hikmetle ve erdemle dolu bir ekonomik sistem. Nadiren farkına varılan en önemli faydalarından biri, insanların üretim faaliyetlerinde kullandığı materyal miktarının sürekli olarak azalmasına yol açması. Başka bir deyişle, piyasa ekonomisi kaynak kullanımında tüm alternatiflerinden çok daha etkin.
Andrew McAfee tarafından yazılan More From Less (Daha Azdan Daha Fazla) (Scribner 2019) adlı kitap piyasa ekonomisinin insanların hemen her şeyden daha az materyal (girdi) kullanarak daha fazla üretmesini nasıl mümkün kıldığını açıklamakta. MIT’de araştırmacı olarak çalışan McAfee’ye göre, ABD, nüfusu artmasına ve ekonomisi büyümesine rağmen gitgide daha az materyal tüketmekte. Bugün bu asrın başında olduğundan daha az altın, çelik, alüminyum, bakır, taş, çimento ve hatta kâğıt kullanmakta. Daha fazla ürün yetiştirirken daha az gübre ve su harcamakta. ABD Geological Services tarafından takip edilen yetmiş iki kaynaktan altısı hariç tamamı zirve kullanımlarını geçmişte görmüş. Sadece plastik ve enerji tüketimi nüfus ve ekonomik büyümeye paralel olarak artmış…
Bunun bir örneği olarak teneke içecek kutularının tarihine bakabiliriz. Bu alüminyum kutular 1950’lerde ilk defa kullanıma girdiğinde 85 gram ağırlığındaydı, 2011 yılında ise ağırlıkları 13 gramdan azdı. Başka örnekler de var; meselâ telekomünikasyon. Bugün 70 kilo civarında silikon ile yapılmış bir fiber optik kablo bir ton bakır kablonun taşıyabileceği kadar enformasyon taşıyabilir; hatta uydu ve kablosuz teknolojiler fiziksel kabloların kullanımından tamamen kaçınmamızı mümkün kılabilir. Keza insanlar olarak eskisinden çok daha fazla haberleşiyoruz ama çok daha az kâğıt kullanıyoruz. Email, e-Bankacılık ve e-Readerların tasarruf edilmesini sağladığı kâğıt miktarı gerçekten muazzam... Bir diğer örnek, artan motor gücüne karşılık gittikçe daha az yakıt tüketen otomobil sanayiinde karşımıza çıkıyor… Bütün bu gelişmeler ünlü iktisatçı Malthus’un dünya kaynaklarının artan nüfus karşısında kaçınılmaz olarak tükeneceği "kehanetini" de yalanlıyor...
Bütün bunlar nasıl mümkün oldu? Sanılanın tersine, bu gelişmelerin hiçbiri planlanmadı, hatta tahmin bile edilemedi. Ekolojik çevrelerin gündemi tarafından da oluşturulmadı. Ekolojik gruplar on yıllardır tüketimde sınırlamalar, teknolojide limitler, daha fazla geri dönüşüm çağrıları yapmakta. Tuhaf gelecek ama, bunların hiçbiri daha az materyal kullanımını teşvik etmedi. Örneğin geri dönüşüm için fazla istekli davranmak, üreticileri daha az materyal ile daha fazla üretim yapmaya teşvik eden fiyat sinyallerini bozarak, beklenenin tam tersine bir sonuç verebilmekte. 1970’lerden sonra doğan çevre politikaları çevre kirliliğini önlemede ve ilgili çevresel zararları azaltmada bir rol oynamış olabilir, fakat daha az materyal kullanımını teşvikte ya sıfır ya da çok az etkileri oldu. Keza, bu azalma devlet regülasyonları sayesinde ortaya çıkmış da değil.
Materyal kullanımının azalmasının asıl kahramanı piyasa ekonomisi ve teknoloji. Piyasa güçleri etkinliği ve teknolojik gelişmeleri teşvik eden müşevvikleri harekete geçirmekte; böylece piyasadaki üreticiler daha az kaynak kullanarak daha çok üretim yapmakta. Fiyat sinyalleri aynı zamanda sağlık ve hayat seviyesi dâhil insanların refahının kritik unsurlarını iyileştirmeyi de teşvik etmekte. Çoğu gelişmiş ülkede bu faktörler etkili oldu. Öyleyse, daha az materyal kullanılan bir dünyaya ulaşmak için bu güçlerin dünyanın diğer kısımlarına da ulaşmasını sağlamak, yani piyasa ekonomisini yaygınlaştırmak gerekir; çünkü, daha çok piyasa, daha az kaynak kullanımına ulaşmamızı sağlar.