Taliban’ın kadınlara ve Afganistan’a yaptığı kötülük

Sesli Dinle
A -
A +
Taliban Afganistan’da ikinci tam hâkimiyet yılını tamamladı. Bu süre zarfında belki de yapmayı başardığı tek şey kadınların iş ve eğitim hayatından önemli ölçüde tasfiye edilmesi oldu. Kadınların üniversiteye gidişi yasaklandı ve çalışmaları tamamen değilse de önemli ölçüde engellendi. Bütün bunlar, ne yazık ki, Müslümanlık adına yapıldı.
 
İnsanlık tarihinde kadınların genellikle erkeklere nispetle ikinci planda kaldığı ve bir taraftan bu çerçevede oluşan gelenekler ve düşünceler diğer taraftan erkekler tarafından engellendiği açık bir gerçek. Antik Yunan’da kadınlar vatandaş sayılmazdı. Hristiyanlık kültüründe de kadınlar uzun süre, hatta bazı yerlerde hâlâ, erkeklerden geride sayıldı. Birçok demokraside kadınlar oy hakkını erkeklerden çok sonra kazanabildi. Kuşku yok ki eski statü toplumlarında tüm erkeklerin eşit sayılması da zamanla oldu. Ama buna rağmen kadınlar hak sahibi özne olmak bakımından erkeklerin gerisinde yer aldı. Bu durum, iyi ki, zamanla değişti. Bunda demokratik rejimlerdeki eşitlik arayışlarının büyük payı oldu.
 
Kadınların ve erkeklerin aynı cinsin farklı türlerini teşkil ettiği ve kadınlığa ve erkekliğe dayanan geleneklerin ve tarzların oluştuğu biliniyor. Bu yüzden, öyle veya böyle, tüm kadınların iş ve eğitim hayatında yer almaması karşımıza çıkan bir durum. Ancak, burada önemi olan kadınların engellenmemesi. Taliban gibi siyasi organizasyonlar tarafından belli şeyleri yapmaya veya yapmamaya zorlanmaması. Neyi yapıp neyi yapmayacağına kendi özgür iradesi ile karar vermesi.
 
Ne yazık ki Taliban kadınlara tercih yapma hakkı tanımamakta. Bazı kadınların tahsil yapmak ve tahsile dayalı meslekler edinmek peşinde koşmasını anlamamakta. Keza kadınların iş hayatında yer almak istemesi de Taliban kafasına göre olağan dışı. Bu bakışa göre kadınlar evde oturmalı ve çocuk bakmaya çalışmalı. Oysa bir kadının bunu mu yoksa başka bir şeyi mi yapacağı kararı kadına ait olmalı.
 
Bunları söylerken radikal feministlerle aynı çizgide olmadığımı vurgulamak isterim. Mutluluğa giden tek yol yok ve bazı kadınlar mutluluğu kendini eşlerine ve çocuklarına ve adamakta bulabilir. Bazıları bu iki alanda birden yer almak isteyebilir. Bazıları da yalnızca mesleki kariyeri öne çıkartabilir. Bunlardan birinin diğerine üstün olduğu düşünülebilir, ama bu düşüncenin zorla başkalarına dayatılması anlamsız ve zararlı olur. Önemi olan bu konudaki kararın kadınlar tarafından serbest iradelerine dayanarak alınabilmesi.
 
Taliban işte buna imkân tanımıyor. Herkesi bağlayacak ve zorla tatbik edilme kabiliyetine sahip kararlarla bütün kadınları muhtemelen içlerinden bazılarının sevmediği ve istemediği bir hayata mahkûm ediyor. Bunun insan haklarına aykırı olduğu bir gerçek. Bu açıkça bir dayatma, bir zorbalık.
 
Üstelik bu dayatma, zorbalık sadece kadınlara zarar vermekle kalmıyor, genel olarak tüm Afganistan’a zarar veriyor. Kadınların sahip olduğu yeteneklerin kullanılmasını büyük ölçüde önlüyor. Ülkenin üretken iş gücünü ciddi biçimde kısıtlıyor. Böylece ülkeye iyilik yapalım derken kötülük yapılmış oluyor.
 
Meselenin bir diğer boyutu İslam’da kadınlara yönelik bu tür emirlerin ve yasakların olup olmadığı. Bildiğim kadarıyla kadınları iş ve eğitim hayatından dışlamayı gerektiren bir İslami buyruk yok. Yasaklar ve zorlamalar daha ziyade bir kısım insanın bir din yorumuna dayanıyor. Ama bu tek yorum değil ve farklı yorumlar yapmak mümkün. Nitekim yapılıyor da. Bu yüzden, Taliban gibi yapılanmaların kadınlara yönelik kısıtlamalar için İslamı araçsallaştırdıkları söylenebilir...
 
Umarım Taliban bu vahim hatasını görür ve bir an evvel kadınların ve dolayısıyla Afganistan’ın önünü kesmekten vazgeçer.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.