Geçtiğimiz günlerde başarılarıyla ailesinin ve tanıyan herkesin gurur kaynağı olan bir gençle sohbet ettik. Ekonomi okuyor. 3'üncü sınıfta. Üniversite eğitimini sadece okula gidip gelmekten ibaret tutmayan, kendini geliştirmeye bol okuyarak, dinleyerek, söyleyerek devam eden şahane bir genç. ABD'nin tarifelerinden tutun uluslararası politikaya, tasarruf ve yatırım araçlarına kadar öyle güzel fikirleri var ki, değme ekonomistlerle çarpıştırır bunları... Bu fikirler başka bir zaman belki bir yazıya konu olacak ama şimdilik, hayata geçirdiği bir uygulamasını anlatmak istedim.
Biliyorsunuz bu yıl için üniversite öğrencilerine ödenen burs miktarı aylık 3 bin liraya yükseltildi. Bahsettiğim bu gencimiz okulunun ilk yılında ailesinden destek almış ama sonrasında yarı zamanlı işlerde çalışarak bugün itibarıyla yaklaşık 15-20 bin liraya varan gelir elde ediyor. Bu gelirle hem kendisi geçiniyor hem de ailesine destek oluyor!..
Aldığı öğrenci bursunu ne yapıyor dersiniz?
Söyleyeyim: Yarısıyla hisse senedi, yarısıyla kripto para alıyor.
"Amaaan, ayda 1500 liralık hisse alsa ne olur" diyorsanız çok yanılıyorsunuz. Çünkü şu ana kadar ismi bende saklı olan şirketin hisse senedinden özellikle 'düşüş' zamanlarında üçer beşer lotluk alımlarla, ana parasını 3 yılda 4 katına ulaştırmış durumda.
Kriptolarda da 'klasik' olanlara yatırım yapıyormuş. Peş peşe rekorlar kırılan günlerde satıp düşmesini bekleyip "Kriptoda büyük çöküş" gibi haberlerin çıktığı günlerde nakitte olmanın avantajıyla daha çok alıyormuş. Yani yatırım uzmanlarının hep söylediği yöntemi gayet soğukkanlı bir tavırla yürütüyormuş. Tabii bu yöntem doğru olan ama herkes parası yarıya inmişken sabretmeyi başaramıyor maalesef.
Yatırım için ayırdığı o parayı harcamayı düşünmüyormuş henüz. Okulu bitip iş hayatına atıldığında daha yüklü paralarla aynı stratejiyi izleyerek devam etmek, belki de yapacağı bir yatırım için 'öz kaynak' olarak kullanmayı hedefliyor.
Yukarıdaki örneğin ardından, yine yatırım konusuyla devam etmek isterim. Bu kez kişisel gözlem değil, yapılan geniş kapsamlı bir araştırmadan bahsedeceğim. Bu araştırma Forinvest tarafından bir kuruluşla ortak olarak yürütülmüş. Amaç yatırımcı davranışlarını araştırmak. Bu araştırmada çok da öngörülemeyen bir sonuç çıkmış. O da yatırım ve borçlanma ilişkisi… Şirketlerin finansman ihtiyacını borçlanma araçlarıyla çözmeye çalışması alışılmış bir davranış ama hisse senedi, kripto, fon, tahvil almak için borçlanma, en azından çok yaygın değildi geçmişte. Bu araştırmada şu sonuçlara ulaşılmış:
*Gençler kripto para ve hisse senedi gibi popüler araçlara yöneliyor.
*Mavi yakalılar yüksek getiri beklentisi ile kriptoya yönelirken, beyaz yakalılar biraz daha güvenli limanda kalıp bireysel emekliliğe yöneliyor. Mavi yakalının kripto tercihinde küçük paralarla alım yapma imkânı bulunması da etkili tabii.
*10 yatırımcıdan 7’si borçlanarak yatırım yapılıyor. Eskiden borçlanarak harcama yapılırken, durumun borçla yatırım şekline dönüşmesi ilginç bir gelişme olarak göze çarpıyor.
*Birikimlerde değer kaybı yaşanması hâlinde tecrübeli yatırımcılar soğukkanlı davranıyor ve uzun vadede kazanma hedefine odaklanıyor.
*Finansal okuryazarlığı olmayanlar tecrübeyi maalesef kayıplarla ediniyor ve zararını ‘realize’ ederek bu alandan uzaklaşıyor.
*Yatırımcılar bilgi ihtiyaçlarını büyük ölçüde sosyal medyadan karşılıyor. Tercih ettiği uzmanları bu platformlardan takip ediyor, tavsiyeye göre hareket ediyor. Fakat buradaki tehlike tecrübesiz yatırımcının manipülatif eylemlere alet edilmesi.
Evet, sonuçlar böyle… Bu sonuçları değerlendiren şirketin CEO’su Serra Berkol, daha yüksek sosyoekonomik statüde bulunanlar borç-yatırım ilişkisini kolay yönetebiliyor. Kriptoya eğilim gösterenler teknolojiyi de yakından takip eden gençlerden oluşurken, yaş seviyesi yukarı çıktıkça riskten uzaklaşmanın görüldüğü ifade ediliyor.
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...
Devlet bu parayı öğrenciler ihtiyacını karşılasın diye veriyor, hisse senedi alsın diye değil...