Bütün dünyada belli bir yaşın üzerindeki sürücülerin araç kullanımıyla ilgili sınırlamalar var. Son yıllarda ise bir yandan hayat süresi ortalamalarının artması, ülkelerdeki araç kullanma yaş sınırı ile ilgili tartışmaları beraberinde getirdi. Örneğin ülkemizde 68 yaşını dolduruncaya kadar ticari araç kullanımına izin veriliyor. 69'undan gün almış kişilerin ise ticari araç kullanmaları yasak. Avrupa ülkelerinde de farklı uygulamalar olmakla birlikte 70 yaş sınırı bulunuyor. Bu yaş sınırı meselesi hem bizde hem de Avrupa ülkelerinde tartışma konusu.
Avrupa Birliği kapsamlı bir çalışma grubu, özellikle 70 yaş üstü kişiler için yeni bir ehliyet önerisinde bulundu. Buna göre gelecekte 70 yaş üstü vatandaşların sadece 5'er yıl geçerli olacak ehliyetler alması öngörülüyor. Böylece 70 yaş üstü kişilerin özel ya da ticari ayrımı yapılmaksızın araç kullanmaya elverişli olup olmadığı her 5 yılda bir tespit edilebilecek.
Tabii her teklifte olduğu gibi bu teklif için de çeşitli fikirler ortaya atılmış durumda. Bu teklif AB ülkelerinde tartışmaya sebep oldu. Almanya Otomobil Kulübü (ADAC) Başkanı "Ehliyet sahibi olmanın tek şartı yaş olmamalı" görüşünü savunuyor ve Avrupa Birliği'nin bu planının 'realiteye aykırı' olduğunu vurguluyor. Çünkü Almanya'da resmî istatistiklere göre yaklaşık 48 milyon kişi ehliyet sahibi. Aynı zamanda her tür araç ya da motosiklet ehliyetine sahip herkes ömür boyu araç kullanabiliyor. Öte yandan AB üyesi birçok ülkede ileri yaşlardaki sürücüler düzenli olarak sağlık kontrolünden geçmek zorunda.
Bu mecburiyet ve benzeri uygulama, ülkemiz için de teklif ediliyor. Yol ve Trafik Güvenliği Danışmanı Öğretim Görevlisi Özgür Şener, günümüz ekonomik şartlarına, sağlık seviyesine, hayat süresine göre yeni düzenlemenin şart olduğunu savunuyor ve "Yaş sınırı değil, sağlık kontrolü" öneriyor. Şener, 5-10 yıl gibi uzun aralıklarla değil, yıllık bazda detaylı sağlık kontrollerinin yapılmasını, sürüş için gerekli yetileri devam eden kişilerin araç kullanmasına izin verilmesini teklif ederek şunları söylüyor:
75 yaşındaki bir birey, çok sağlıklı ve dinç olabilirken, bir başka 75 yaşına gelmiş birey aynı sürüş güvenliğini sağlama konusunda yeterli olmayabilir. Çünkü 40 yaşından sonra kaslar zayıflamaya başlar. Kulaklar, gözler, refleksler zayıflar. Trafiği doğru algılamak, önünüze aniden bir yaya fırladığında ayağı gazdan frene getirecek süre sağlıkla bire bir ilgilidir, yaşla değil...
Evet, gerek Avrupa'da gerek ülkemizde araç kullanmayı sadece yaş ile sınırlamak "yasakladım gitti" demekle bitmiyor. Araç kullanması yasaklanan kişi, bir yerden bir yere gitmekte zorlanmaya başlayınca özgürlüğü kısıtlanacak. Alışveriş, sosyalleşme, çocuklarını ziyaret etme gibi günlük rutinleri bile zora girecek, sağlık kontrolüne gitmek için bile birilerine ihtiyaç duyacak. Ticari araç kullanımı yaşla sınırlanan 'sağlık açısından yeterli' kişiler de hayat kalitelerini idame edecek bir iş fırsatından mahrum bırakılmış olacak.
Tıpkı Avrupa Birliği'nin bazı ülkelerinde olduğu gibi bu konu ülkemizde de yeniden ele alınmalı. "Yaşın doldu, direksiyonu bırak" diyerek belli bir yaş üzerini amiyane tabirle 'ıskartaya' ayırmak yerine, sağlık kontrollü serbestiyi getirmek gerekiyor. Ekonominin 'şoför ihtiyacını da' göz önünde bulundurarak...
Yaklaşık olarak 1 aylık aranın ardından bilgisayarımın posta kutusunu açtığımda gözlerim yaşardı. Tüm tanışıklığımız gazetemizin bu köşesindeki satırlar olan okurlarımdan "Haber vermeden gittiniz" minvalde mesajlar almak, merak duygusuyla yazılmış olanları görmek hem mutlu hem mahcup etti.
Kısaca anlatayım... Bir aydır oldukça zor bir hastane süreci yaşadım ve şükür iyiyim. Rahatsızlığım süresince ilgisini bir an olsun üzerimden çekmeyen çok çok çok kıymetli doktorum Profesör Suat Turgut'a, Hamidiye Etfal'in her biri birbirinden değerli KBB ekibine, bu vesileyle sonsuz teşekkürlerimi iletmek isterim.
Bir de... Okuyan herkesten ricam şu ki; ambulans ve kan anonslarına duyarlı olalım...
Sağlıkla kalın...
Canan Eraslan'ın önceki yazıları...