56. dakika

Maçın iki tane "acabası" vardı. Acaba G.Saray, 6 farkı yakalayıp, lider olacak mıydı?.. Acaba Sebat, bugün G.Saray'a kötü bir şaka yapabilir miydi?.. İlk yarım saate bakıyorum, iki sorunun da karşılığı yok... Ne G.Saray'ın 6 yapacak hali, ne de Sebat'ın sürpriz yapacak vaziyeti... Maç bitse bitse 2-3 farkla biter türündendi. Yani G.Saray'ın galibiyeti kesindi ama başka bir şey de olmazdı. Koca maç boyunca tek bir şeye saplandım. Hani bir kulüp başkanı ya da teknik direktör olsam, Sebatlı İsmet gibi bir liberom, Erman Özgür gibi bir sol ayaklı futbolcum olsun isterim. Oynatmasan da bırak kenarda dursun. Bir gün mutlaka sana kazandırır. G.Saray'a gelince, rakibini yalandan döven boksör gibiydi. Carew'in Van Hooijdonk'u tokatlaması gibi. Gerçek miydi, şaka mıydı? G.Saray, ilk dakikadan itibaren A.Sebat kalesine ambargo koydu. Canı isterse gidiyor, istemezse geliyordu. Arada yediği kontrataklar ise sivrisinek vızıltısıydı. Sebatlılar, iki ayakla bir topu doğrultamıyordu. Panik oğlu paniktiler. Kaldı ki karşısındaki Aslan da aslan değil, arkana yaslandı. Kimilerine göre Conceiçao gelmiş, böyle olmuştu. Yani bütün fatura Saidou'nun yerine Conceiçao'nun oynatılmasındaydı. Bir başka saçmalığı da Hagi yapıyordu. Trabzon'da ikinci yarıda oyuna aldığı ve göklere çıkardığı Volkan'ı dün gece 70 dakika yanında oturttu. Aslında birbirini tutmayan şeyler çok ama "kazanan her zaman haklıdır" mantığına yenik düşüyoruz. Maçın kilit anı 56.dakikaydı. Eğer ki 56. dakikada benim o çok beğendiğim İsmet, Tomas'ın terbiyesizliğine çanak tutmasaydı dün gece "o kötü şaka" gerçekleşebilirdi. Tomas, İsmet'in sarısı olduğunu bildiği için bu durumu iyi kullandı. Uzun sözün kısası maçı dün gece G.Saray'a iki adam kazandırdı. Terbiyesiz Tomas ve onun terbiyesizliğini afiyetle yutup üstüne bir de soğuk su içen ne idüğü belirsiz hakem Özgüç Türkalp.