Bir kere kafadan söyleyeyim; İstanbul'un su sıkıntısı olduğuna inanmıyorum. Dün gece sahaya atılan şişeleri toplasan, kasıma kadar hepimize yeter. Fener'in Ali Sami Yen'e şampiyon olarak gelmesi maçı görüntüde "havası alınmış" bir derbiye çevirir sanmıştık. Ama ne olursa olsun, sonuçta bu bir G.Saray - F.Bahçe oyunuydu. Ve bu oyunda şakaya - kakaya yer yoktu. Hele "şampiyon oldu" diye, rakibi alkışlamaya hiç yer olamazdı. Dünyaya geldiklerinden beri G.Saray'la Fener'in buluştuğu yerde hüzünle sevinç, dehşetle vahşet yazılıydı sadece. Aynen dün olduğu gibi... 100 yaşına gelseler de can çıkar huy çıkmazdı. G.Saraylılar dün gece tribünlerde polisi, dışarıda Fener taraftarını, sahada da futbolcularını kılıçtan geçirdi. Sonra da bunun adı "intikam" oldu. Silahların gölgesinde başlayan derbi savaşı hiç vakit geçmeden sahaya taşındı. Kıran kıranaydı maç... G.Saray panikti. Fener çok sakin... Sarı-kırmızılılar tabakhaneye gol yetiştirecekmiş gibi acele ederken ecele gitti. Lugano'nun golü kızgın tribünleri daha da kızdırdı. Bütün vücudu bomba yüklü Cimbom yine saldırıyordu ama bilinçsizdi. Pimi çekmek de Edu'ya nasip oldu. G.Saray tribünleri bir defa daha infilak etmiş çılgınlık tavan yapmıştı. G.Saray çaresizleri oynuyordu. Ayhan'ın, Necati'nin ve Sabri'nin yırtınmaları boşunaydı. Çünkü bütün takıma tribünlerin yaydığı yüksek voltajlı o elektrik çarpmıştı. G.Saraylı futbolcuların yorgun bedenleri o sorumluluğu taşıyamazdı, taşıyamazdı da... Dün akşam yine Fener kazandı. Hemen hemen her zaman olduğu gibi! Aklı başında olgun ve mağrur tavırlarıyla yalnız bu geceyi değil, şampiyonluğu da hak ederek... Hakem Bülent Demirlek, bu maçı bu şartlarda oynatmamalıydı. Daha ilk yarıda bu maç mutlaka ama mutlaka durdurulmalıydı. Gerekli anonslar yapılmalıydı. Hakem niye maçın 56.dakikasına kadar bekledi? Ona bu yetkiyi hangi talimatın hangi maddesi veriyor? Buna kim cevap verecek? Talimatlar uygulansın diye vardır. Bana göre dün hakem de sınıfta kalmıştır.