Umut dolu omlet!..

Kafam bulaşık teli gibi oldu... Haber için 16 sene G.Saray'ın peşinde koşturdum böylesini ne gördüm ne duydum!.. Her transfer mevsiminde, "Prensesimi bulacağım" diye önüne gelen kurbağaları öpen Cimbom, tam ben emekli olduğum sene transfer şampiyonu oldu... Başkan Canaydın ya servet buldu, ya merdivenlerden düşüp kafasını çarptı... Çarpınca da, "Benim takımım senin takımın döver" kavgasından "Benim Brezilyalım senin Brezilyalından iyidir" moduna geçtik... Carlos'a karşı al sana bir Lincoln!.. Peki bu maçın İkitelli'de oynanmasının sebebi neydi? Belli ki; Canaydın, Lincoln'ün parasının, "hiç olmazsa bir kısmını" çıkarmak uğruna millete yine Olimpiyat Stadı'nı kakalamaya çalışıyor. Ama benim bildiğim Feldkamp, külyutmaz adamdır, yemez... Hele buranın çilesini çekmiş G.Saray taraftarı hiç yemez. Adı Lincoln de olsa, onun uğruna her hafta kimse Olimpiyat'a gitmez... Ve ikinci soru: Dün akşam maç mı önemliydi, Lincoln mü? Tabii ki Lincoln... Onun şerefine alınmış bir maçta Lincoln, tribünlere getirdiği binlerce taraftara şu lafı attı: "Ne baktın, farklı mı geldi?.." Evet, Lincolncüğüm, bence Donetsk karşısındaki Carlos'a göre sen bana daha farklı geldin... Bu iş neye dönecek biliyor musunuz? Anelka-Ribery çekişmesine... Anelka'yı getiren Fener Yönetimi, Ribery'yi "bonus" olarak yorumlamış ama film tersine dönmüştü. Şimdi gün yine o gün. Carlos, Lincoln'den daha büyük bir yıldız. Fakat Lincoln, Carlos'tan ağır basacak. Kaçırdığı penaltıya ve birkaç serbest vuruşa rağmen izlenim bu... Ancak bir dipnot; Lincoln, Carlos'tan faydalı olur ama asla uzun vadede bir Hagi olmaz, olamaz... Lincoln dışındakiler de aslında fena değil. Önceki maçlarına bakarak konuşursak Linderoth'la Bouzid çok iyi olmasalar da idare ederler... Ama genel olarak G.Saray için İstanbulspor maçına bakıp "Ligde ve Avrupa'da şöyle yapar böyle yapar" demek hata olur... Cimbom dün parçalı bulutluydu. "Bir varmış bir yokmuş"u oynadı. Fakat görünen o ki, sarı-kırmızılılar, çok büyük bir rezerv oluşturdu. 80'e merdiven dayamış Kalli, dinamik ve heyecanlı (Ona baktıkça komplekse giriyorum), Song'undan Sabri'sine, Servet'ine, Arda'sına ve hatta Volkan, Barış ve Serkan gibi sübyanlarından, emektar Hasan Şaş'ına kadar herkes formda, herkes pimi çekilmemiş birer bomba gibi duruyor...