G.Saray, F.Bahçe'yi eze eze yendi... Hiçbir tartışmaya mahal vermeden, hiçbir şüpheye gerek bırakmadan... Peki, maçtan önce ne diyorlardı? Fener G.Saray'ı eze eze yener... Hiçbir tartışmaya mahal vermeden, hiçbir şüpheye gerek bırakmadan... Çoğunluğun ortak görüşü buydu... Fakat, o çoğunluk G.Saray'ın takım oyunu oynadığını Fener'in ise yıldızlara dayalı başarılarla idare ettiğini görmeyecek, göremeyecek kadar kördü... Yüzde 80'i F.Bahçeli olan bir medyadan zaten gerçekleri yazmasını beklemek körlük olurdu. Demek ki, millet olarak da körmüşüz. Çünkü Ali Sami Yen'de herkes Manchester United karşısındaki Fener'i bekledi. Ama heyhat... Bu satırları yazarken hemen derbi sonrasında internette yakaladığım bir espriyi buraya sıkıştırmadan olmaz. Şimdi bankamatikten bir para çekme olayı var... Ve önce bir erkeğin bankamatikten para çekişine şahit olalım, sonra da bir kadının aynı işlemi yapmasına... Erkek: Bankamatiğin önüne park et... Kartı sok... Şifreyi gir, işlemi yap... Parayı, kartı ve makbuzu al... Kadın: Bankamatiğin önüne park et... Dikiz aynasında makyajına bak... Kontağı kapat... Kontak anahtarını çantaya at... Bankamatiğin önünde çantada cüzdan ara... Kartı sok... Çantada şifrenin yazılı olduğu kağıdı bul... Şifreyi gir... Ekrandaki bütün yazıları oku... İptal tuşuna bas... Şifreyi yeniden gir... İptal tuşuna bas... Şifreyi yeniden gir... Bakiye sor... Parayı al... Bütün yazıları yeniden oku... Makbuzu al... Arabaya dön... Makyaja bak... Sağa sinyal ver... Üç santim ilerle, dur... Arabadan in... Bankamatikten kartı al... Arabaya dön... Kartı cüzdana koy... Makbuzu küçük bir deftere işle... Makyaja bak... Geri vitese tak... 1 kilometre ilerle... El frenini indir... G.Saray, takım olarak 90 dakika boyunca Fener'in sahasına park etti... Şifre; Alex'i dar alana mahkum etmekti... Bu işlemi yapınca da parayı, kartını makbuzunu alıp el salladı... F.Bahçe ne mi yaptı? Hiçbir şey... Ya da tersini söyleyelim; kadının yaptığını... İsterseniz kadının ne yaptığıyla ilgili o kısmı bir daha okuyun, bana hak vereceksiniz... Şimdi lig kurtuldu mu? Bu maç altı puanlık maçtı... Fener yense fark 8 olacaktı, yenildi 2'ye düştü... İşin daha heyecanlı tarafı Trabzonspor da potaya yeniden girdi... Hatta Beşiktaş da... İster misiniz Beşiktaş, geçen yıl 14 puan öndeyken kaybettiği şampiyonluğu bu sene 14 puan gerideyken alsın... Kötü espri miydi sizce? Fantazinin topunu fazla kaçırdık galiba... Ama bu memlekette her şey oluyor... Bu memlekette gencecik bir çocuk öldürülüyor, ardından ağlarsa anası ağlıyor... Emniyet, valilik, kulüp yöneticileri vesaire vesaire ise ağıtlar (!) yakıyor, önlemlerden (!) bahsediyor, kesin çözümler (!) sıralıyor. Ve 10 gün sonra bir de görüyoruz ki, aynı tas aynı hamam... Vay gidene... Vay Cihat'a vay Cihatlar'a... Aziz Yıldırım doğruyu söyledi. G.Saray - F.Bahçe maçı oynanmamalıydı. Ama ne kadar samimiydi? Aziz Yıldırım, aynı şeyi Kadıköy'de kazandıkları bir G.Saray maçından sonra da söyleyebilir miydi? İşte bütün mesele bu; ne kadar samimiyiz? Peki sahada oynayan Fenerliler ne kadar samimiydi? Bir Tuncay, bir Alex, bir Nobre mesela... Ama en çok da Tuncay'ı yadırgadım. Bütün enerjisini hafta içinde hiç bir işe yaramayan Manchester United'a boşalttı. Sebep; şahsi menfaat... Transferi düşündü, G.Saray'ı düşünemedi. Bu yüzden de Cihan karşısında perişan durumlara düştü. Tipik bir Türk futbolcusunun kişiliğini yansıttı Tuncay... Yalancının mumu yatsıdan sonra jenarötöre bağlanır, Tuncay'ınkisi o hesap... Yazık!.. Eski tas eski hamam... Al yöneticiyi vur futbolcusuna... Burası Türkiye, bütün yollar yolsuzluğa çıkar...