Yol açıldı... Cem Papila ile başlayan "büyük" ayaklanma dün Bülent Uzun'un Mondragon'u atmasıyla devam etti. Durum öyle bir hale geldi ki, şimdi bütün gözler F.Bahçe'de... Bakalım aynı uygulamaya Sarı Kanaryalar da tâbi tutulup "kırmızı"ya dönüşecek mi? Bana öyle geliyor ki, Süper Lig bundan sonra büyük takımlarla MHK arasında çetin ceviz maçlara sahne olacak. Haydi hayırlısı deyip, dönelim yine Olimpiyat'a.. Karakış dedikleri bu olsa gerek... İnsanı iliklerine kadar donduran soğuk, nereden vuracağı belli olamayan fırtına, etrafta öten ne idiğü belirsiz gaipten gelen sesler... Masallardaki gibi, terkedilmiş koskoca bir şatoydu Olimpiyat Stadı... Kâbus kâbus üstüneydi... Korkudan en çok nasibini alan da kulübesine sığmayan Fatih Terim'di. Takımı önce 10 kişi kaldı, ardından golü yedi... Ve buna karşılık sanki yapacak hiçbir şeyi yoktu imparatorun... Çaresiz gözlerle izliyordu o da sahadaki aslan maketleri... Aynı Ümit Karan'da olduğu gibi! Prensip mirensip diye birşey kalmamış... G.Saray'ı tanıyamıyorum; G.Saray'ı anlayamıyorum. Ümit Karan'ı imzalamazsa, sözleşme yenilemezse Antalya'ya götürmeyeceğini açıklamıştı Terim...Hem de yüze yakın basın mensubunun ve televizyonların önünde... Ümit imzalamadı ama Antalya'ya gitti. Fatih hoca bu defa Antalya'da açıkladı: "İmzalamazsa forma giyemez." Ümit Karan önceki gün "İmzalamıyorum" restini çekti ve imzalamadı. Ama dün de forma giydi. Şimdi burada iki soru cevap bekliyor: Ya "Terim prensipleri"nin artık önemi kalmadı, ya da Terim'e bazıları dayatma yapıyor... Ümit, dünkü maçta G.Saray için beklenilmemesi gereken bir futbolcu olduğunu bir kere daha ortaya koydu. Bu bir... İkincisi de; Bratu... Al onu, vur Ümit'e... Peki ne olacak bu G.Saray'ın hali? Gelin iddiaya girelim, kupadan elenen G.Saray, ligde de ilk 3'e girelmez. Eğer girerse aha şu dişimi kırarım. Peki ya giremezse; işte onu düşünmek bile istemiyorum.