At ölür meydan kalır!

"Her limanda bizden... Her maç sizden... Nedir bu Avrupalı'nın çektiği elimizden..." İmza: Denizci aslanlar ............... Bu gerçek, işin sınır ötesindeki yüzü... Ama Yozgat'taki durum farklıydı dün... Aynen Bekir Sıtkı'nın dediği gibi; "Ben sarhoş değilim, yol, sokak sarhoş! Hancıyı kaybettim, hanı kaybettim..." Ve maçı kaybeden Lucescu'nun bakışlarından okunan da iki cümleydi sadece: "At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır..." Bence suçlunun ta kendisiydi Lucescu... Bir atasözüyle Beşiktaş ve R.Madrid'i dize getiren Rumen, büyük ihtimalle zafer sarhoşluğu yüzünden Yozgat maçı öncesi yeni bir atasözü söylemeyi unuttu!.. Oysa, dünkü maç öncesi yeni bir Rumen atasözüyle üç puanın gelmesi işten bile değildi!.. Ya defansa ne demeli?.. Preko'yla Ayew eller üstünde, çiçekler arasında, sirenler içinde geliyor. Dakika 2, gol 2 oluyor... Ergün, Bülent, Popescu, futbol yerine, "çayda çıra" oynuyor, bir de dalga geçer gibi "Daha dün annemizin kollarında"yı hem de nakaratsız biçimde söylüyor... Jardel 30 pozisyonda boşa çıkarken, Ümit penaltıyla gelen ümitleri kuşa çeviriyor. Peki ya G.Saraylı futbolcuların maçtan sonraki bahanelerine ne diyeceksiniz? Allah'ım kulaklarıma inanamadım. Buyrun bir de siz dinleyin; "Dün Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz ne dedi biliyor musunuz? 'Enflasyonu düşüreceğiz...' Neremizle gülsek ki... Hem de bu saatten sonra... Ve gözümüzün içine baka baka... Biz de gülmekten oynayamadık..." Size ilginç bir şey daha anlatayım; Önceki gün bir halı saha maçında kolu kırılıp narkoza alınan G.Saraylı bir fanatiğin ayılmaya başladığı ilk saniyelerdeki sözü ne oldu bilin bakalım... "Fener-Denizli kaç kaç?.." Kıssadan hisse kabul edilir mi bilmem ama, demek ki G.Saraylı futbolcu, taraftar kadar konsantre olamamış Yozgat'a... Atasözünden önce, atasözünden sonra... Bence Yozgat ders olmalı... Yönetim, Lucescu'nun kulağını çekip, Real rövanşı için de kanun hükmünde bir atasözü çıkartmalı... Yoksa... "Gündüzü olmaz upuzun o gecenin..."