Başkan böyle istedi!..

A -
A +

Avrupa'dan 3 yıldır elini eteğini çeken Aslan, maça hafif mayışık girdi. Fransızlar durumun farkına varınca, biraz daha artistliğe kaçarak üzerimize gelmeye başladılar. Hatta başlarda, "Bir yanak verir misin?" şeklindeki tavırları asap bozacak cinstendi. Neredeydi bu devlet, nerede Gerets? Olaya müdahale edecek diye beklerken, gencecik Arda silahını kuşandı ve 15 ile 16. dakikalarda bir sağdan bir soldan Necati'yi hareketlendirerek Fransızlara pabucun pahalı olduğunu gösteriverdi. İşte oyun bundan sonra G.Saray'ın kontrolüne geçti. Fakat maalesef, bizim çocuklar da gol yerine "yanak" çekmeye kalkınca, ilk yarı tatsız tuzsuz bitti. İkinci 45'e Micoud'un kale direğimizi yalayan bazukasıyla 'oha olduk!' Anladık ki, bu iş boşta bulunmaya gelmiyor. Ve doldurmaya başladık... Araya bir tane sıkıştırmanın tam zamanıydı. Ama heyhat... Gerets her şeyin içine ediverdi. Güvenebileceği iki adam Hasan Şaş ve İliç'i kenara çekip, Cihan'la Mehmet Topal'ı sahaya sürdü. Bu beraberliğe de bir nevi razı olmaktı besbelli... Ve sonuç da rızasına uygun şekilde bitti!.. Belki size saçma gelecek ama yine de yazayım. Karşılaşma Ali Sami Yen'de olsaydı maç çatır çatır geçerdi. G.Saray'da bu kötü Bordeaux'yu çıtır çıtır yerdi. Ama Başkan'ın para hırsı, iki sevgiliyi yani Ali Sami Yen ile futbolcuları bir kere daha ayrı düşürdü. Ve işleri zora soktu. Tabii Cimbom biletten kazandı ama sahada hüsrana uğradı. Bir başka deyişle G.Saray aşkta da, kumarda da kaybetti.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.