Bıçağın iki yüzü

A -
A +

Ne zaman içeri girip, "Çaylarrr..." diye bağırsa aklıma 'Çocuklar Duymasın'daki Hüseyin geliyor... Ses aynı ses, tip aynı tip, sert bakışlar hakeza... Cevat abiyi seviyorum... Çünkü ben bir çay hastasıyım... Cevat değil ama getirdiği çaylar benim için yeryüzündeki olmazsa olmazlardan... Bizim Cevat abi bir şey kaçırdı ağzından evvelki gün... Farkında olmadan espri yaptı; "Ya babacım, söyle Fatih Terim'e iki çekiç sallasın da düzeltsin şu G.Saray'ı...." (...................!) Bir fabrikada imalât hattındaki çok önemli olan ana makinelerden biri arızalanınca fabrikadaki bütün üretim de durmuş. Mevcut teknisyenler makineyi çalıştırmak için çok uğraşmışlar ama nafile. Bir türlü onaramamışlar... Sonunda dışarıdan uzman çağırmışlar... Uzman gelmiş makineyi incelemiş, sağına bakmış soluna bakmış, sonra çantasından bir çekiç çıkarıp makinenin belli bir noktasına dikkatli ama sert bir vuruş yapmış... Makine hemen çalışmaya başlamış ve bir daha da arıza olmamış. Fabrika tekrar işlemeye başlamış... Uzman fabrikadan ayrıldıktan iki gün sonra faturasını göndermiş; "Hizmet bedeli karşılığı; bin dolar..." Fabrika müdürü faturaya çok kızmış... Hatta tepesi atmış.. Bir çekiç darbesi için bin doları çok bulmuş... Uzmandan ayrıntılı fatura göndermesini istemiş. Uzmandan bir gün sonra detaylı fatura gelmiş; "Makineye çekiçle vurma bedeli: 1 dolar... Nereye vuracağını bilme bedeli: 999 dolar... Toplam; bin dolar..." Fatih Terim, G.Saray'daki arızayı belirledi... Çekiç elinde o ülke benim bu ülke senin geziyor, izliyor, süzüyor... Bugünkü sıradan yabancıların yerine karizmatik transferler peşinde... Fabrikanın Christian, Lukunku, Xavier, Revivo gibi 'ağır tanklar'la işlemeyeceğini biliyor... Ama Hagi, Popescu, Taffarel gibi kaliteli parçalara paranın yetişmeyeceğinin farkında... Peki ne yapacak Terim?.. Ee, onu da kendisi bilecek... Makineye çekiçle vurma bedeli sadece 1 dolar... Ama nereye vuracağını bilme bedeli; 999 dolar... Zaten Canaydın bu işi bilse Fatih hocaya gerek kalmazdı... Terim fabrikasını nasıl tekrar çalışır hale getireceğini mutlaka bulacak... O çekiç nereye vurulması gerekiyorsa vuracak... Yoksa, işte gördük... Kimse UEFA Kupası'nı kazandı, G.Saray'ı 4 sene arka arkaya şampiyon yaptı diye bu sene Fatih hocanın arkasında olmadı... Ona acımadı, insafsız davrandı... Vurdular, sövdüler, dövdüler... Türk insanı Türkiye'yi zirvelere taşıyan Fatih Terim'in değil, Beşiktaş'ı şampiyon yapan 'adamcağız'ın arkasında durdu topyekûn... Hatta bir kısım G.Saraylı bile... Hatta ve hatta daha ileri gidiyorum; G.Saray'ın içinde G.Saray'ı yöneten bazı insanlar bile Terim'in nezdinde G.Saray'ın başarısız olmasını arzuladı... Bu bir iddia değil, gerçek! Futbol nankör meslek... İnsanlar da öyle... Gollerle çayları iyi ayırt etmek lâzım... Yoksa Terim'in, "Beni Lucescu'yla kıyaslamayın... Beni sona yazın, 40. sıraya yazın, ama hiçbir antrenörle kıyaslamayın" demesine kimse aldırmaz.. Bizim çaycı Cevat'ın "Beni Hüseyin'le kıyaslamayın" demesine aldırmadıkları gibi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.