Eskiden G.Saray için "Takımın yarısı yok ama G.Saray için farketmiyor..." diyorduk... İşin enteresan tarafı, şimdi de aynı şeyi söylüyoruz; "Takımın yarısı yok ama G.Saray için farketmiyor..." İkisi arasındaki kocaman fark var aslında... Eskiden takımın yarısı olmasa da Aslan parçalıyor, hırpalıyor, çizip geçiyordu. Şimdi ise tamamı da olsa yarısı da olsa hikâye... Aslan sümsüğün teki... Önüne gelen parçalıyor, hırpalıyor, çizip geçiyor... Bunları A.Gücü galibiyetine rağmen söylüyorum... Çünkü ben bu maçı saymıyorum... Çünkü Terim, deplasmanda kazanmış bu kadroyu da haftaya Beşiktaş karşısında nasıl olsa değiştirecek... Ve sonra gelinen nokta aynı olacak. Yani; hüsran... A.Gücü galibiyeti zannedilmesin ki G.Birliği maçına kadar gelinen noktadaki G.Saray'ı aklamıştır... Asla... Ankara karşısında kazanılan eski G.Saray değil, sadece üç puandır... Eski G.Saray'ın kazanılması için daha bir fırın ekmek yenmesi gerekmektedir... Kaldı ki; bu A.Gücü'nü bu sene yenmeyeni dövüyorlar... Vay canına... Gerçekten enteresan... Nereden nereye?.. Dün gece A.Gücü karşısında ister istemez bu düşünce uyandı bende... Olacak gibi değil... Neredeyse Lucescu'nun Terim'den daha büyük hoca olacağına inandıracaklar beni de... Sanki Fatih Terim'i 4 yıl izlememişim, sanki Lucescu'yu 2 yıl takip etmemişim... Ama ben yine de Fatih hoca için ümidimi kaybetmedim... D.Kiev karşısındaki Beşiktaş'a, A.Gücü karşısındaki G.Saray'a bakarak imparatoru yargılamak ona yapılacak büyük haksızlık olur... Futbolculara gelince... Dün gece değişik bir onbir vardı sahada... Belki bu değişiklik bir anlık gaz verdi Aslan'a. Ama sadece bir anlık... Zira dün geceki kadro G.Saray'ı uzun soluklu bir şekilde daha ileri götürmez. Zira bu gerçek su da götürmez. Fatih hocam futbolcularına orucu yasaklamış... Peki ya gece alemleri ne olacak?..