Buna da "Şükür"

A -
A +

Önceki gece Kadıköy'e takılı kalan milyonlarca göz dün bir anda Malatya'ya çevrildi... Fener sıyrılmış, G.Saray ne yapacaktı? Sıyrılacak mı, sıyıracak mıydı? Sıyrılmak demek şampiyonluktan kopmamak demekti. Sıyırmak ise tam tersi; Malatya'da kaybedip aklını üşütecek!.. Maçın ilk yarısında sıyrılır gibi olduysa da sıyırmıştı aslında... Bal gibi penaltı golü tekrarlanınca ikinci atış direkte patladı. Gözler fal taşı gibi açılmıştı. Hani "Öldürmeyen Allah öldürmez" misali, olmadı mı olmuyordu... Özellikle futbolda böyle bir inancın var olması, sıyrılmak noktasına gelen Aslan'ın sıyırmasına neden oluyordu... Serdar Tatlı öyle abarttı ki, penaltıda içeri kaçan Malatyalı'ydı ama cezayı G.Saray'a çektirdi. Eğer dün Cimbom, Malatya'da puan bıraksaydı Tatlı'nın sonu acı olurdu. Sanırım Canaydın, ikinci kez, bir hakeme düdük astırmak durumunda kalırdı... Bakmayın siz fair - play ruhuna. Benim bildiğim Canaydın, bunun acısını Tatlı'dan en acı şekilde çıkartırdı, onu Allah korudu... Aslında oyun olarak yoktu birbirlerinden farkı. G.Saray, hiç de öyle "kaybedersek şampiyonluk da kaybolur" havasında değildi. Malatya'nın ise hiiiç umurunda değildi. "Maç bitse de gitsek" türünden gıdıklıyordu. Şimdi insanın aklına şu soru geliyor: "Madem ki, böyle umursamaz bir tavırla oynayacaktın, maç öncesi niçin Saidou konusunda bir bardak suda fırtına kopardın?" Karşılaşmadan önce Malatya Başkanı Hikmet Tanrıverdi'yle Ergun Gürsoy'un sataşmalarını görseniz maç anında sahada savaş çıkacak sanırdınız... Bir bakış açısı buydu... Diğer bir bakış açısı da şuydu: Malatya forması altında tam 5 tane G.Saraylı vardı. Onlar açısından duygusal bir ortamdı. Elbette delikanlı gibi oynayacaklardı ve şaibeye meydan vermeyeceklerdi. Zaten Mert'ten, Boliç'ten, Murat Erdoğan'dan, Bülent Akın'dan ve Saidou'dan da bu beklenirdi. Eski takımlarına karşı belki psikolojik olarak yenik düşme ihtimalleri olabilirdi ama asla kasıt olamazdı. Şimdi birileri Malatya'nın dünkü umursamazlığını buna bağlar mı bilemiyorum ama ben bağlamayalım diyorum! Ancak işin kötü bir yanı vardı tabii ki... Dün ben G.Saray'da bir - iki futbolcu dışında canını dişine takarak oynayanını görmedim... Gemisini kurtaran Hakan Şükür, canhıraş şekilde oynadı. Hem de göğsündeki yırtık adalesine rağmen... Şimdi ikinci isim kim desem, pat diye şu diyebilir misiniz? Bence diyemezsiniz... Çünkü ben de diyemiyorum... Ama yine de iyi niyetli hareket edip, Ergün, Uğur ve Sabri'yi sayalım... Başka neyi sayalım? G.Saray'ın şampiyonluktaki iddiasının olduğunu... Bugün G.Saray, sıyırmadı, sıyrıldı.... Bugün Malatya'da olan milyonlarca göz, belli ki dün geldiği yere, yani tekrar Kadıköy'e çevrildi... Yani şampiyonluk düğümünün çözüleceği yere... Ne diyelim, haydi hayırlısı....

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.