Cesurdular... Gözüpektiler...
Viyana zaferini kazanan Türkiye... G.Saray'ı 5-0'la bozguna uğratan Bursa... G.Antep'te coşan F.Bahçe... Milan'la yolları ayrılan Terim... Efsaneler haftası.... Bir de kestane var orta yerde... Yani ben... Nereden mi çıkardım? Tabii ki sizlerin yüzünden! Attığınız maillerin çoğunda "Hadi ordan kestane" diyenlere duyrulur. Bak, gördünüz mü günler takvimde durduğu gibi durmuyor... Çabuk geçiyor... Bir haftalık aradan sonra "kestane" geri döndü. Ultra yazarınızla başbaşasınız... Biz de böyle... Başladık mı, yarı yolda bırakmak yok:))) Eskiden delikanlılığın raconları vardı... Delikanlı adam şunu şöyle yapmaz, bunu böyle yapmaz denilirdi... Oysa biz değişmedik... Fakat ne zaman ki Rusya'da nükleer santral patladı... Yağmurlar yağmaya başladı. O yağmurlardan sonra, kurbağaların dünyayı istila hadisesi yaşandı... "Vakta ki" karışık meyve suları çıktı piyasaya... Ve Ajda Pekkan'a, "N'aber Ajda hanım yaa... Spor mu yapıyon zebah zebah" diye soruldu... Ardından Reha Muhtar, "Evet sayın seyirciler şu anda Taksim meydanında binin üzerinde 7 bin tane asker var..." diye cıyak cıyak bağırdı... İşte o vakit mertlik de bozuldu, delikanlılık da... Bunu ben söylemiyorum... Kendileri öyle diyo... Mesela delikanlı adam; Eroin ve kokain kullanmaz, kullanandan da nefret eder... (Christoph Daum) Doping yapmaz, yapandan da nefret eder... (Hasan Şaş) Saç boyatmaz, saç ektirmez, küpe takmaz... (Ümit Karan, Suat Kaya) Borcunu günü gününde ve vaktinde öder... (Mehmet Cansun) Ağzı açık, öyle cak-cuk sakız çiğnemez... (Ümit Davala, Uche, Serhat) Aynı meslekten birini ısırmaz... (Vedat İnceefe) Artistik hareketler yapmaz... (Arif Erdem) Ser verir, sır vermez... (Aziz Üstel) Emanete hıyanet etmez... (Oktay Derelioğlu) Alçak gönüllüdür... (Fatih Terim) TERİM VE TERİMLER Futbolda işlenen başka ayıplar da var. Bunlar da delikanlılığa sığmaz. Mesela, futbolun bazı lastik terimleri vardır; top direği yalayarak çıktı... Fener lige sımsıkı sarıldı... Hami duran toplara iyi vuruyor... Hasan topları çok seviyor... Ama futbolun esas ayıbı terimler değil, Terim'e yapılanlar... Fatih Terim, yüzlerce işadamına konser değil konferans veriyordu. Sosyeteye akıl verirken akıldan oluyordu. Milano'dan gelen telefon, işadamlarına iş öğreten Terim'i işten etti. Görevden alınmasına hepimiz alındık. Hırsını yenemedi, Milano'ya uçarak gittti ama, Galliani galyena geldi, Terim'le yanyana gelemedi... Hayvanseverleri kızdıracağım belki ama olsun; Berlis'CONİ' iyi yapmadı, hareketi "şık" değildi. BAYRAMPAŞA'DA DEĞİL VİYANA'DA Babam hep, "Oğlum kavgada ilk vuran kazanır. Zoru görünce kaçmak erkekliğin yarısıdır. Bırak bu delikanlılık rollerini... Delikanlıların hepsi Bayrampaşa Cezaevi'nde yatıyor" derdi. Ve ne kadar doğru söylediği Viyana'da ortaya çıktı. Avusturya'da ilk vuran kazandı. Şimdi tek vuruşta dedelerimizin masallar ülkesine, yani Kore'ye bir kere daha gidiyoruz... Ve meğerse babamın söylediği delikanlılar Bayrampaşa'dakiler değil, Viyana'dakilermiş... Cesurdular, merttiler, gözüpektiler... Teşekkürler Türkiye...