Gündem öyle yüklü ki, karamsarlık, sevinç, hüzün, beyaz umutlarla dolu duygulara inat... Ve sevinçler... Sevinçler de yüklü... Ölüme inat... Sakarya'ya inat... Herşey koşuşturmaca üzerine... Kimisi bin 500 metrede, kimisi minderde, kimisi salonda, kimisi 110 metrelik futbol sahasında... Süreyya Ayhan gibi... Harun Doğan gibi... Milli Takımımız gibi... Ve kimisi de bitirmiş koşusunu... Fırat Öndil gibi... Aykut Yiğit gibi... Cüneyt Çukur, Fevzi Erginoğlu ve Selami Uludağ gibi... Eyvah eyvah Sakaryam sana mı düştü bu yük? Çok değil, daha 3 yıl evveldi depremin yerle bir ettiği... Bu defa binlercesi değil ama yenilenircesine bir faciaydı yaşanan... Aslında kötü başlamıştık haftaya... 12 Dev Adam'ın minikliğiyle, itici mimikleri, ninnileriyle geçiyordu zaman... Sonrasında işler düzelmeye mi başlamıştı ne?.. Slovakya zaferi, Süreyya'nın deparı, Harun Doğan'ın pençesi... Fakat zafer arası hüzündü yaşanan... Yozgat diyarlarından gelen haber yeni bir Sakarya faciasının diğer adıydı belli ki... Kazada futbolcu Fırat Öndil, genel menajer Aykut Yiğit, masör Cüneyt Çukur, malzemeci Fevzi Erginoğlu ve şoför Selami Uludağ hayatını, bizler de onları kaybetmiştik... Yükün çok ağır Sakarya... Derdin büyük... Başın sağolsun... Şunu bil ki; biz seni seviyoruz... Biz hâlâ seninle yaşıyoruz... 3 yıldır yanındaydık, şimdi ta yanıbaşında... Yüreğinde... Ve düşme... Ayağa kalk Sakarya... Biliyoruz; iki maçta iki galibiyet... Nazar değdi, ölüm değdi Sakarya... BİR 'AZİZ' KULÜP Bir garip ülkede yaşıyoruz... Adaletsizliğin, acımasızlığın, saçmalığın tam ortasında... Fener karnavalı yaşanıyor bugünlerde... Önceki yıllarda G.Saray'ın tek başına mücadele ettiği Avrupa kupalarına bu sene yine çok takımla başlıyoruz... Fener'i, Beşiktaş'ı, A.Gücü'sü, Denizli'si, Kocaeli'siyle... Her seferinde yarı yolda bile değil.. Yolun başında kalırlar... Ama özellikle de 'özel (!) bir durum' sözkonusu bugünlerde... Futbolcusunun bile "Maçlarımız ertelenmesin" dediği F.Bahçeli yöneticilerde korku dağları öylesine sarmış ki; AIK Solna gibi dandik bir takımı bile kendilerine 'dev' rakip gibi görüp 3 gün sonrasında G.Saray'la oynayacakları derbi maçını erteletmek için seferberlik ilân ettiler... Oysa Fener Solna'yla oynarken G.Saray Lokomotif Moskova'yla, üç gün sonrasında da Barcelona'yla oynayacak... Ertelemeyi, tarih değişikliğini G.Saray'nı istemesi gerekirken, Fener yönetiminin bu tutumu niye? Geçen sene G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki müthiş mücadelesi sırasında maç erteleme isteğine şidddetle tepki veren aynı F.Bahçeli yöneticilerin, o tepkilerden dolayı pişman olduğunu sanıyoruz. Zira G.Saray'a her defasında iki gün arayla lig ve Avrupa kupası maçları da oynattırılmıştır. Üstelik "Bu milli bir dava değildir" diyenler, bugün sıradan bir maç öncesi tehir isteğinde bulunmaktadırlar. Ve daha da önemlisi futbolcularının Milli Takım'dan bile affını isteyebilecek noktalara gelmişlerdir. Bunu kamuoyu gelecek günlerde mutlaka değerlendirecektir diye düşünürken 'Aziz' Fener medyasının bu duruma destek vermesi ayrı bir ibret vesikasıdır.