Dün İngiltere'den Mustafa isminde eski bir arkadaşım aradı. Çoluk-çocuk hepsi iyilermiş maşallah. Ellerinizden öperler. Keyfi de kazancı da yerindeymiş Mustafacığım'ın... Daha düne kadar para-pul yüzünden ağlarken, bir de bahçe içinde nefis bir evi olmuş Londra gibi bir yerde... Gözü olanın gözü çıksın. Yaban illerinde bir turizm firmasında çalışıyormuş ayrıca... Şimdi, "Bana ne yaa..." demeyin.... Adam yarınki milli maç öncesi güzel bir tüyo verdi, size onu aktarayım. Mustafa, görevi gereği İngilizler'le Liechenstein'a gitmiş geçtiğimiz hafta içinde... Liechenstein-İngiltere maçını çıplak gözle izlemiş... Turizmci olduğu için bir şekilde görev almış İngiliz kafilesinde... İngilizler'e hizmette hiç kusur etmemiş Mustafa... "Gak" demişler su, "Guk" demişler ekmek vermiş... Seyahatin sonunda şaşırıvermiş Mustafa... Şaşırıvermiş, çünkü anlattıkları beni de kopardı. İngiliz Milli Takımı'nın teknik heyeti ve futbolcuları, Liechenstein'da maç öncesi o ülkenin en önemli katedraline uğramışlar, Türkiye maçı öncesi dualar etmişler, dilekler tutmuşlar. Elbette inançları gereği motive olmak, konsantrasyon sağlamak, havaya girmek için inanmak, Allah'a yönelmek harika bir durum... Bizim Mustafa ünlü Beckham'ı yakalamış kilise çıkışında ve takılmış, uzun uzun dua etti diye... "Size gol atmak için..." cevabını vermiş ünlü Beckham... Önce şaka zannetmiş bizimkisi... Ve sözleşmişler gibi, ardından Owen, onun ardından İsveçli teknik direktörleri Eriksson... Hepsi ama hepsi, "Türkiye'yi yenelim" temennisinde bulunarak çıkmışlar kiliseden... Birkaç saat sonra Liechenstein maçına çıkacaklar ama dualar sadece ve sadece bizim için, Milli Takımımız için, Türkiye için... Ne sandınız, bizim için derken hayır duası edecek değiller ya, ettikleri dualar canımıza okumak, kalemize gol tıkamak için elbet... Garip ama gerçek!.. Durum işte bundan ibaret... Önce katedral sonra Türkiye... Peki nedir İngilizler'i 8-0'lık zaferlerden buralara, bu korkulara getiren? Korku dağları sarmış... Peki korku sadece İngiltere'deki dağları mı sarmış? Hayır... Korku bizim içimizde de dağları sarmış... Şenol Güneş 3 ay önceki gibi cesur değil... Futbolcularımız 3 ay önceki kadar formda değil... Lâkin Türkiye 3 ay önceki Türkiye değil... İşin esası iki takımın da birbirinden ödü kopuyor... Aslında İngiltere'yi bu psikolojide yakalamışken vurmalı, önümüze, kendi gücümüze bakmalıyız... Temkinli, tedbirli olmaya evet ama korkulara hayır... İngiltere futbolun beşiği ama geldiğimiz yer finallerin eşiği... Yenersek ayıp mı olacak? Yoo, aksine onları daha çok ibadete yöneltmiş olacağız... Bizi yenebilmeleri için daha çok dualar etmeleri, çok katedral gezmeleri gerektiğini öğreteceğiz. Yalnız kendimizi değil, Irak'taki mazlumları da sevindirmeliyiz.