Üç güne sığdırılan iki ayrı Beşiktaş... Diyarbakır'da teneke çaldılar, Dolmabahçe'den pırlanta çıkardılar... Diyarbakır'daki Beşiktaş sanki şampiyonluğu istemiyordu. Hatta kaçsın diye gözünün içine bakıyordu. Futbolcular sahada golü, ofsaytı, rakibi değil anasını, babasını, karısını, cümbür cemaat sülalesini düşünüyordu. Dolar kaç oldu, euro nereye vurdu? Saddam adam mı? Adam olsa ülkesinden kaçar mı? Diyarbakır'daki Beşiktaşlı futbolcuların kıskançlık duyguları da ölmüştü. Eskiden topu rakibin ayağında gören Kartal gibi pike yapar, hasmını yere vurup caka satardı. Peki Fener karşısındaki Beşiktaş öyle miydi? Güzel futbolu, başka güzel şeylere tercih etmişler. Demek ki, üç gün boyunca evlerine, odalarına, hatta gardroplarına kapanıp Fener'le yatmış Fener'le kalkmışlar. Yalnız Beşiktaş mı? Lucescu da iki ayrı adamdı! Diyarbakır maçındaki hakemler 'tu kaka', rakip oyuncular, 'çirkin karga', medya, ' bozulmuş sütlaç' Beşiktaşlı futbolcular, 'birer günahkâr'dı. Ama Fener maçında herşey değişti. Hakemden F.Bahçe'ye kadar, medyadan futbolcularına kadar hepsi pek şirindiler... Lucescu'nun maalesef G.Saray'dan beri süregelen zaafları bunlar... Kazanınca 'oley' kaybedince Mine Soley... Beşiktaş, Fener'i yendi ama Diyarbakır'daki tehlike geçmedi. Beşiktaş maalesef yeni bir huy edindi; küçükle küçük, büyükle büyük oluyor. G.Saray'la Fener ne ki, D.Bakır'la Elazığ yayla... Beşiktaş şimdi Elazığ'a gidiyor... Peki nasıl gidiyor? Fener'i yenmiş olmanın verdiği havayla... Ama Elazığ adamın havasını alır... Hiç kolay olmayacak... Bir kere Beşiktaş'ta bazı futbolcular hâlâ toz pembe dünyada yaşıyor... İlhan Mansız, bir 'Ninna' ninna ninnanay türküsü tutturmuş gidiyor... Lailalar, Reinalar, Noumalar'ı, ama bilinsin ki taraftar şampiyonluğu bekliyor... PEKİ G.SARAY'DA DURUM? Eh, bir Fatih Terim farkı var tabii ki... Bahar mı çarptı nedir? G.Saraylı futbolcuyla G.Saraylı seyirci aynı telden çalmıyor. Futbolcu bir zaping süresi kadar bile topu sevmiyor. Topla beraberlikleri başladığı an sona eriyor. Maç gitse de birşey olmaz, yenisi gelir felsefesi... İdmanlarda takıma girmek için neredeyse bülbül kesilirler de iş resmiyete dökülüp maça çıktıklarında dut yemiş bülbüle dönerler. Bu gidişle öküz ölecek ortaklık bozulacak... Bakmayın imparatorun sevimli durduğuna, sezon sonu sevecek adam arıyor. VE G.BİRLİĞİ Ankara'nın hatırlı çocukları şampiyon olamazsa kökten dağılacak... Belki Cavcav koltuğundan soğuyacak, Ersun Yanal Fener'e yollanacak... 'Parasızı Hasan almaz, parayı basan alır' hesabı Ahmet Hassan'dan El Saka'sına kadar hepsi transfer yapar. Üç takım arasında üç tane müthiş 90 dakika bizi bekliyor... G.Birliği, hem Beşiktaş hem G.Saray'la oynayacak... G.Saray da hem Beşiktaş hem G.Birliği'yle... Hadi devam edelim... Beşiktaş da hem G.Saray hem G.Birliği'yle oynayacak... Sinemacılar, televizyon dizisi yapanlar... Hatta ey Amerika... Aklınız varsa dizilerinizi, filmlerinizi, savaşlarınızı bu takımların maçlarına denk getirmeyin. Ratinginiz düşer abi ratinginiz...