Fakire bir sadaka...

Yönetim ateşle oynuyor. Para vermemek adına Song'u postala bedava diye Emre Aşık'ı koy... Hem de G.Birliği gibi önemli bir maç öncesi! Bu ne cesaret, inanamıyorum... Ama büyükler her zaman haklıdır!.. Rakip dişli de olsa nihayetinde Gençlerbirliği... Atarsın iki tane ağzına susturursun. Olmazsa tekme-tokat girersin... Çünkü arkanda hakemin, yanında taraftarın, başında Kulüpler Birliği Başkanı var... Bir tükürükte boğarsın... Ya da F.Bahçeli bazı yöneticilerin dediği gibi "Fakir-fukara edebiyatı" yapar, en kötü ihtimalle kendini acındırarak gidersin hedefe... Hatta itirazı olan varsa, yazılı bir açıklama yayınlarsın, yine haklı çıkarsın... Daha ilk 7 dakika içinde Ankara'nın çocukları resmen dayak yemeye başladı. Üç tane net faulu Fırat Aydınus görmezlikten geldi. Arkasından da acımasızca çaldı penaltıyı, büktü belini... Ve, "eyvah gençliğim"... Maç 2-0'a geldikten sonra her şey normale döndü. Yani bitti fakirin (!) çilesi o an... Şundan eminim ki, dün geceye kadar F.Bahçe'ye karşı G.Saray'ı destekleyen 'tarafsızlar' dün geceden sonra ortaya koyulan "Bizans oyunları"ndan sonra bu fikirlerinden vazgeçti... G.Saray'ın hakeme asla ihtiyacı yoktu.. Kimsenin bu koca camiayı böyle antipatik göstermeye hakkı yok. Öyle ya da böyle oyuna ağırlığını koyar, yine alırdı maçı. Ama işe, hakem tarafından halledilmiş havası verilmesi hiç hoş olmadı... Siz hiç G.Birliği'ni böylesine 'kuzu' gibi gördünüz mü? Ben görmedim. Gören varsa beni gelsin... Ve zaten G.Birliği 7. dakikadan sonra da geri dönmedi. Gidiş o gidişti... Kurtlar sofrasına 'kuzu çevirme' yaptılar garipleri... Sonrasında Gençler lehine verilen bütün lehte kararları ise ben, "göz boyama" olarak görüyorum. Ancak G.Saray'da bazı futbolcuların hakkını yememek lazım. Bu yaşına rağmen Hakan Şükür'ü Ergün Penbe'yi ve Hasan Şaş'ı alınlarından öpmeli... Gerçek 'kurtlar sofrası'nı oluşturdukları için...