Fetret devri sürüyor

Zırrrrr..."Alooo buyrunn...""Orası neresi?.." "Burası Elazığğğ... Burdan çıkış yok..." "Ne dedin Elazırrr mı dedin?..." "Zıııtt Erenköy?" İşte öyle birşey... Abuk-subuk bir diyalog... G.Saray-Elazığ maçı gibi... Neyi oynadıkları belli değil... Neyi çaldıkları belli değil... Neyi aradıkları belli değil... 45'lik plak misali; hava hep aynı... Koca ilk yarıda tek pozisyon var; Meszaros'un bir sıfırdan kafası, elde var sıfır... Fatih hocam yine değiştirmiş... Hem de Brugge maçında oynadıkları futbolu göklere çıkartıp öve öve bitiremediği futbolcuların kellesini uçurarak... Şimdi anlamadığım birşey var; Brugge maçındakiler övülecek kadar iyi oynadıysa bugün neden kulübede oturdular?.. Ama şundan bu çıkıyor; Terim de bizim gibi düşünüyor. Yani G.Saray, Brugge maçında da iyi değildi... Fakat futbolcularını 'ayakta tutabilmek' adına onlara öyle konuşmak zorundaydı. Sonuç; G.Saray gerçekten S.O.S veriyor... Dün de çanlar "Elazırrr..." diye çaldı... Gelelim ikinci yarıya... Çocuklar gündüz maçı diye görünmediler!.. Peki bunlar yarasa mı, aslan mı?.. Futbol hep gece oynanacak diye birşey mi var?.. Elazığ, eğer karşısında aslan olmadığının farkına varabilseydi... Ya da aslanlara karşı değil de yarasalarla mücadele ettiğini bilseydi sanırım maçı koparabilirdi... G.Saray'da dün de umut yoktu... Sarr'ı da solu da kırıktı... Değişiklikler dedik ya; Terim yine durmadı. İkinci yarıda da değiştirdi. Hataların adamı Vedat'la, pinti davranan Pinto'yu alaşağı edip, Hasan ve Arif'le 'yarasa'yı yeniden 'aslan'a dönüştürmeyi denedi. Bence iyi de yaptı... Hasan - Arif tetiklemeye, Cimbom iteklemeye başladı... Elazığ ise teselliyi kontrataklarda arıyordu... Ama hepsi lâftı... Ve bir söz vardır hani; ainesi iştir kişinin lâfa bakılmaz... Bu iş ne tetiklemeyle, ne iteklemeyle ve ne de kendi evinde kontrataklarla olmazdı... Olmadı da... Sonuç; oyun sıfır, maç sıfır sıfırdı...