Fransız ihtilali

Dile kolay... Bir tarafta Brezilya diğer tarafta Meksika, Hollanda ve İngiltere... Dördü de kupa öncesi favoriler arasında yer alırken, Fransa ve Portekiz'in esamisi okunmuyordu... Ve esamisi okunmayan Fransa Brezilya'yı, Portekiz de Meksika, Hollanda ve İngiltere'yi auta yolladı. Portekiz durumu öyle bir noktaya getirdi ki, bu saatten sonra onu yok saymak aptallık olurdu. İşte Fransa böyle bir aptallığı yapamazdı. Yapmadı da. Ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz misali çok çalıştı az aşındı. Bizim Ribery arı, Zidane harıl harıldı... Henry her zamanki gibi yürüye yürüye eziyordu. Her ne kadar kalede Barthez her an bir hata yapacak gibi duruyor olsa da, Fransa maça asla Fransız değildi. Portekiz de ha keza ondan aşağı kalmıyordu. Futbolsa futbol, pozisyonsa pozisyon. İhtiyar delikanlı Figo, Pauleta ve Maniche adeta meydan okuyordu. Kora kor mücadele dedikleri aynen buydu. Zaman zaman düşen tempoları ise içlerindeki gizli korkunun dışa vurumuydu. Kolay değildi. Bu saatten sonra ikisinin de niyazi olmaya niyeti yoktu. Ama tam bu sıralarda araya sürpriz bir adam girdi. Uruguaylı hakem Jorge Larrionda iki penaltıdan birini verdi, Fransa öne geçti! Ronaldo'ya yapılanı hiçe saydı, Portekiz'in çanına ot tıkadı. Fakat general Scolari'nin askerleri final sevdasından vazgeçmedi. Aşık maşuğunu köşeye sıkıştırıyor ama Fransa sabun gibi elden kayıp gidiyordu. Bu gidiş finale gidişti. Bu gidiş İtalya'ya gözdağıydı.