Yıl 1993-94... Mayısın ilk, ligin son günleri... Galatasaray Gençlerbirliği'yle final gibi bir maça çıkıyor. Yenerse şampiyonluk gelecek, aksi taktirde kulüp karışacak!.. Karışacak çünkü üç "keçinin" inadı yüzünden şampiyonluk gidecek. Alp Yalman başkan, Adnan Polat futbolun patronu, Rainer Hollmann ise teknik direktör... Üçü de ayrı telden çalıyor... Gençlerbirliği maçına bir kaç saat var... Hollmann kadroyu açıklıyor; Suat Kaya yok, Evren yok... Ama Adnan Polat var! Kadroyu beğenmeyen Polat, yardımcısı Adnan Sezgin ile birlikte hışımla Hollmann'ın odasına dalıyor ve darbe yapıyor; "Kadro öyle olmaz böyle olur!" Hollmann istifa ediyor ama mukavelesi gereği sezon bitene kadar "göstermelik" olarak takımın başında kalıyor. İki Adnan'ın yaptığı kadro Gençlerbirliği'ni 2-1 yeniyor, sonraki maçlarını da kazanıyor. Ve gelsin şampiyonluk... Bunu neden yazdım? Galatasaray'da hava kapalı... 1993-94 yağmurları geri geldi. Şimdi fırtına öncesi sessizliği yaşanıyor. Benim tanıdığım Adnan Polat adamın canına okur. Adnan Sezgin de helvasını dağıtır. Canaydın da Gerets de inadı bırakmalı. Gizli oyunlar içine girmemeli. Girerse ne mi olur? Ben biliyorum ama yazmam. Nerden mi biliyorum? Dedim ya ben bu "inat" filmini daha önce de izlemiştim. Bilmem anlatabiliyor muyum?