Ferhat ile Şirin değil, Ferhat ile dört kişi! Hakan Şükür, Cihan, Tolga, Arda ve Ferhat... Bu adamlar geçen hafta G.Antep'te yoktu. Götürülmedi... Parasızlıktan pulsuzluktan değil. Sakatlıktı, cezalıydı, formsuzluktu, falan filan... Ve bu kişiler beşi bir yerde olmasa da beşi her yerde diziliverdiler. Takım 11'inde dün gece. Takımın yarısını değiştiren G.Saray'ın, Denizli'yi boğmasa da en azından beraberlik planlarını bulacağını tahmin etmek zor değildi! Ancak Denizli oyuna öyle bir başladı ki; "niyetimiz beraberlik meraberlik değil, galibiyettir" mesajını verdi... Ve mesaiye de G.Saray ceza alanı önünde başladı. Aslan zaten hastaydı. G.Antep'ten kalma soğuk algınlığı vardı. Hallerinden öyle anlaşılıyordu ki, işin vereme dönüşmesi an meselesiydi. "Hasta ziyaretinin kısası makbuldür" derler ya, Denizli de öyle yaptı. 5 dakikalık ciddi ziyaretlerinden ve Adriano'nun direkte patlayan vuruşunun ardından geri çekildi. Ve sonrasında Aslan miyavlayarak karşı kaleye gitmeye başladı. Zira gürleyip pençeyi yapıştıracak hali yoktu. Uyanan Horozlar yeniden gagalamaya başladı. Sağda Cihan, Cesar'ın, solda da Ferhat, Yusuf'un karşısında çeşit oluyordu. Sağda ve solda geçiş üstünlüğü tamamen Denizli'nindi. Son yıllarda G.Saray'ı bir taşra takımı karşısında hiç bu kadar zavallı görmemiştim. Bizim gördüklerimizi görmüş olacak ki, Gerets daha 37'de oyuna müdahale hakkını kullandı ve kale arkasındaki İliç'e, "gel" diyerek Cesar'ın karşısında zavallı durumlara düşen Cihan'ın yerine oyuna koydu. Bu değişiklik G.Saray'ı rahatlattı. O ana kadar takımın ayakta kalmasını sağlayan Okan'ın yükü azaldı. Cesar'ın karşısına en az onun kadar hızlı Sabri dikildi. Hatta Okan sakatlanıp yerini Hasan'a bıraksa bile... Ne de olsa eski kurtların ortalıkta bir bir görülmeye başlaması Horozları tedirgin ediyordu. Hatta Yusuf'la öne geçmeleri bile bir şeyi değiştirmeyecekti. Çünkü hasta ayağa kalkmıştı. Nihayet son 30 dakika Aslan, Aslan gibi saldırmaya, yağmasa da gürleme başladı. Maçın başından beri baş belası olan Denizli'nin yıldızı Yusuf'un da sakatlanıp çıkması Aslan'ın geri dönen şansıydı. Ancak Cimbom bu şansı beraberlikle sınırlı tutabildi. Çünkü daha ilerisi yoktu, olamazdı!.. Kısaca; Cimbom'un dünkü duruşu bu sene neyi ne kadar yapacağının da işaretiydi. Neyi ne kadar yapacağı ise Denizli karşısında zavallı durumlara düştüğü ilk bir saatin satır aralarında gizliydi...