Adı Gazi, soyadı Antep olan abicim... Sen parasızlık nedir bilir misin? Sen ne yaşadın ki? Koca koca Hakan Şükür'lerin, o güzelim Necati'lerin, penbe yanaklı Ergün'lerin çektiği yoksulluğu sen hiç çektin mi ki? Humpty dumptylik (sözlükte adını bulamadım) yapmaya ne kadar hasret kaldın? Dün, sen şu fakir fukaraya camdan bakıp, bıyık altından gülen birisi olarak geldin İstanbul'a... Giydiğin formanın kıymetini bil. Ya sen de bir G.Saraylı olsaydın? Cep delik cepken delik.... Sen hiç kırmızı ete hasret kalıp, tıklım tıklım tribünlere özlem duydun mu? Ya da parasızlık yüzünden (!) idmana çıkamadığın oldu mu aziz dostum? İşte bu yüzdendir ki, dün bu çocukları sevindirdiğiniz için her G.Saraylı size müteşekkir!.. Sağolun, varolun... Bu Galatasaray sizi unutmaz! Bu çocuklar ki, futbolcu olup da başka özellikleri de ortaya çıkmış birer kahramandırlar! Ama ne var ki, bu ülkede maalesef devran döner inekler hâlâ tren seyreder... Ümit Karan'ın, hani o ilk yarıdaki hunnarca kafa vuruşundaki golü var ya, öylesine değil ölümüne bir vuruştu. İkinci golü ha keza, üçüncüsünün adını siz koyun... Mondragon'un da o yer tutuşları aynı duyguları kapsıyordu... Kar tanesi ol dilimin ucuna kon... Sevgili Antepli kardeşim... Kaldı ki sen sen herkese göre farklı birisin. Deplasmanlarda coşan, kontra ataklarla karşındakinin canına ot tıkayan, şahsına münhasırsın... Dün de hoştunuz ama boştunuz... 90 dakika 'sıfır' koştunuz... Ya, siz bu halinizle G.Saraylı topçunun yerinde olsaydınız? Cep delik cepken delik.... Şampiyonluğu koşturmak resmen delilik... Hani Galatasaray kaliteli maç yapamazmıştı? Hani yapsa da galip gelemezmişti... Kardeşim, bu Cimbom'un kıymetini bilelim... Haydi hayırlı traşlar...