Hüsnü Can diye biriyle tanışmak ister misiniz? Önce, onu daha iyi anlayabilmek için küçük bir fıkraya ne dersiniz? Paris'te karşı kaldırıma geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen güzel kızın yanına yaklaşan delikanlı; "Pardon matmazel, Georges Duval adında bir genç tanıyor musunuz?" diye sormuş. "Hayır, ne yazık ki tanımıyorum." Delikanlı gülümsemiş; "Öyleyse onunla tanışmak ister misiniz?" Hüsnü Can... Pek ilgili değilsiniz ama o sizinle, o bizimle, o vatandaş Cemil'le, varoş Selami'yle, Antepli Halim, Tokatlı Salim'le, Ali ile Veli'yle tanışmak için can atıyor. Bizlerle can ciğer kuzu sarması olmak için debeleniyor, direniyor, "Mayosuz olmaz" diyemiyor! Hüsnü bey, şöhreti yakalamak uğruna akıl almaz parendeler, ilginç taklalar atıyor. Voleybolu ele geçirmiş, yüzümüze, gözümüze, 'sinir' yörüngemize vole yapıyor. Ama Hüsnü Can, Georges Duval gibi bir tek Fransız matmazelini değil, hepimizi, bütün Türkiyemiz'i kucaklamak istiyor. Voleybolumuzu, voleybolcularımızı kucakladığı gibi! Hedef; gerilerde kalmış voleybol sporunu ülke geneline yaymak... Sevmek, sevdirmek... Çiçek bile sevgiyle büyür, spor da... Futbol seviyesine getiremese de 'seyir zevki!' sunuyor. Aslında başarısız da değil Hüsnü abi! Hayatında bırakın futbol maçını, voleybolun V'sini bilmeyen bizim kahvedeki garson Hüseyin abi, Hüsnü bey sayesinde hiçbir voleybol maçını kaçırmaz oldu. Hele hele bayanlar müsabakalarını hiç kaçırmıyor. Bu da Hüsnü beyin voleybol sporunu geliştirme konusunda ne kadar başarılı olduğunu ortaya koyuyor. Hiçbir şey anlamadınız değil mi? Anlatayım efendim... Voleybolda Hüsnü Can istedi diye uzun bir süredir şort yerine mayo giyiliyor. Ancak bu durum abartılınca seyir konusunda ortaya hiç de hoş olmayan görüntüler çıkmış. Bazı voleybolcu kızlarımız artık ortaya koydukları mücadelenin değil, fiziksel güzelliklerinin seyredildiğini iddia ederek konuyu yetkililere götürmüş. Belli ki bizim çaycı Hüseyin'den rahatsız olmuşlar. Ne kadar enteresandır ki, bundan rahatsızlık duyan sadece kızlarımız değilmiş. Uluslararası Voleybol Federasyonu da (FIVB) maçlarda mayo yerine şort giyilmesi gerektiğini savunarak ülkelere konuyla ilgili talimat geçmiş. Talimatı alan genel müdür Kemal Mutlu, durumu Voleybol Federasyonu Başkanı Hüsnü Can'a iletmiş. Ama ı-ıhh... "Can'ım çıksın ki olmaz..." İllâ da mayo... Neden, niçin, hangi akla? Bakın Hüsnü bey ne diyor; "Maçlarda FIVB'a göre uygulama yapılacak." Çünkü Can'a göre mayo uygulaması FIVB'a aitmiş. Bal gibi yalan... İşte FIVB'ın bu konudaki talimatı; "Madde 4.3: malzemeler; bir oyuncunun malzemeleri forma, şort, çorap (tek tip) ve spor ayakkabısından oluşur..." Okudunuz değil mi? Şort denmiş... Ne oldu Can? Bu mevzu voleybolumuzda uzun zamandır kanayan yara... Kuralları ve üstlerini hiçe sayan Hüsnü Can şimdi yenik düştü... Ama yenik düştüğünü anlayınca da abuk-subuk bir çareye başvuracağını açıkladı; "Bu konuyu çözmek için voleybolcu kızlar arasında anket yapacağız." İşte memleketin hali... Hüsnü-zan edelim diyorum ama Can'ına tak ettiriyorlar... Bu bir kültür meselesi... Bu işe Türk erkeğinin ilgisini, çaycı Hüseyin'in gözlerini değil, halkın yüreğini çekeceksin... Anladın mı Can?