Maç iki takımın birbirine gönderdiği maillerle başladı... G.Birliği açık ve netti: "Bu gece buradan sana kan kusturmadan ayrılmam..." G.Saray'ın cevabı da anlamlıydı: "Biliyorum ve seni ciddiye alıyorum..." Ve Ankara'nın çocukları hem Ali Sami Yen'de hem de download olmasına rağmen sınır ötesi harekata kalkışan ilk taraf oldu. Akıllı ve cesur saldırılarla sarı-kırmızılı tribünleri hop oturtup hop kaldırdı. G.Saray hunharca saldırılar karşısında korkusuz ve mağrurdu. Topraklarına yapılan hücumları bir taraftan savarken diğer yandan da sadece ilk yarıda gençler kalesini 4 kez bombardımana tuttu. Ayhan, İliç, Carrusca ve Ümit'le hedefe çok yaklaştı. Bu durum hasmına da bir nevi gözdağı vermekti. Ortada geçen savaş daha sonra doğu ve batı cephelerine de sıçradı. Gerets, Arda ve Carrusca'yı kanatlarda devamlı değiştirerek oynatırken başı dönen gençler bir süre dinlenmek, açlık ve susuzluğunu gidermek için geri çekildi. İkinci raund ilkinin tam tersiydi. Hızlı başlayan ve sınır ihlalleri yapan sürekli Cimbom'du. Hasmı sağlı - sollu yükleniyor, gençler içine kapanıyordu. Aklımın almadığı Sabri'ydi. Yaptığı her orta dağlara - taşlaraydı. Maymun bile 5 yıl oynasa öğrenirdi. Bizim Ercan Yıldız'a göre G.Birliği bu sene izlediği en kötü Anadolu takımıydı. "O kadar da değil be Ercan" diyemedim. Çünkü oyuna gireli henüz 5 saniye olan bir futbolcudan gol yiyen takım için ne tür bir savunma yapılabilirdi ki? Hakan Şükür 68'de girdi. 68'de gol attı. İşte bu gol Bülent Demirlek başta olmak üzere herkesi rahatlattı. Onu beğenmeyen ve tepki gösteren tribünler sustu. Maç başında verilen iki mesaj da yerini buldu. Gençler kan kusturmuştu evet doğru. Ama Cimbom'un başı dik ve mağrurdu...